DUYAN DUYDU, SEZEN SEZDİ

Geçen sene yazdığım bir yazıda da paylaştığım rahmetli Ferhan Şensoy’un “Çok faşist bir yağmur yağıyor, sanırım bir kocaman şemşiyenin altında toplanmanın zamanı” sözü bugünlerde çok sık geliyor aklıma.

Ve beklenen yağmur başladı ama ortada şemsiye yok! Herkes kendi saçağının altında yağmuru durdurma planları yapıyor. Yağmur belki duayla yağar ama teorik temennilerle durmaz.

Sezen Aksu Çamlıca Camii’nde dili kesilmekle tehdit ediliyor.

Sedef Kabaş gece 02:00’de gözaltına alınıp sonra tutuklanıyor.

Her geçen gün hafızasını yitiren Aysel Tuğluk cezaevinde tutuluyor.

3 kadın 3 hikaye ve binlerce analiz, teori, temenni havada uçuşuyor.

Halbuki çözüm basit.

Kocaman bir şemsiyenin altında toplanmak.

Kürt, Türk, Alevi, Sünni, sağcı, solcu, (az solcu, çok solcu) liberal veya ulusalcı…Basit bir demokrasi için artık bir araya gelmek zorundalar. 

Bugüne kadar “Yok artık o kadar olmaz” denen her şey olmadı mı?

Şimdi burada Yılmaz Özdil internet taramalı yazıları gibi alt alta meseleleri ve sonuçları dizmenin alemi yok.

Şimdi ihtiyacımız olan, ne Sol Parti’nin yedi yorgan altında düşünüp düşünüp “Mücadeleyi büyüteceğiz” demesinden geçiyor ne de HDP’yi yeterince solcu bulmayıp CHP’den belediye başkanı adayı olmasından.

Devrim sosyalist devrim mi olacak? Yoksa milli demokratik mi?

İstediğiniz kadar kızabilirsiniz. 

Bu tartışma orta çağda meleklerin cinsiyetini tartışan keşişlerin tartışmasından daha ileri bir tartışma değil.

Devrim olunca Kürt meselesi ne olacak?

Eminim tüm sol gruplar Kürtler adına en iyisini düşünmüştür.

Şimdi bu tartışmaların hiç gereği yok.

Türkiye’nin demokratikleşmesini en temel insani hakkı olan kendi anadilinde eğitim hakkının bile önüne koyan Kürtler 100 yıldır bekliyor. Biraz daha bekler.

Herkes kendi siyasal bohçasını büyük şemsiyenin dikilmesi için vermeli. Kürt 100 yıllık derdini bir yana bırakmış, TKP de seneye yapacağı devrimi biraz daha ertelesin. Çok mu şey bunu istemek?

Kırılan kırılsın, alınan da alınsın…

TİP’e bakmak bile bu basit gerçeği görmek için yeterli değil mi? TİP geçtiğimiz seçimlerde HDP listelerinden seçimlere girmese şimdi ne durumda olurdu?  Ya da olur muydu? Belki Kadıköy’de "3 artı 1" parti ofisi ve bolca çay sigara…

İstediğiniz kadar linç edebilirsiniz. Sert ve net gerçeklerimiz bunlar.

Camilerde dil kesme tehdidi savurulan bir ülkedeyiz artık. Herkes aklını başına, siyasal fikirlerini de çatı katına kaldırsın. Fırtına başladı, büyük ve faşist bir yağmur yağıyor.

Bir de en son ihtiyacımız olan şey muhalif gibi görünen Yılmaz Özdil gibi kripto nasyonalistlerin gazına gelmek ve şemsiyeyi küçük tutmak. Kendisi henüz kozasından çıkmamış bir Nedim Şener’dir.

Roboski’de öldürülen çoğu çocuk 33 kişiye “katır” diyen, Samsun’da burnu kırılan Ahmet Türk için “Tokmak” diye yazan biri Sezen Aksu’nun “Yetmez ama evet” demesini kendine ticari kin yapmış durumda.

2 bin 500 TL’ye Atatürk kitabı satıp, ekmeğini Anıtkabir’e banan bir tüccarın gazına gelmeyin.

Sezen’in evine giden grubu görünce eminim çoğumuz içimizden “Kim bu toplama ekip?” demiştir. Hatta birkaç arkadaşım “Ciddiye alınacak bir şey değil” dedi. 

Milli Beka hareketi diye internete bakınca başkanları Murat Şahin’in yardımcısının Celal Kılıçdaroğlu olduğunu gördüm ve bastım kahkahayı. Evet evet bildiğiniz Kemal Kılıçdaroğlu’nun A Haber eliyle biçimsiz delirtilmiş kardeşi Celal.

Konu birçok insan için bir medya geyiği olarak kapanacaktı ki Devlet Bahçeli klasik kafiyeli Salı hakaretlerinde ilk işaret fişeğini attı: “Serçeliğini bil, kuzgunluğa özenme!”

Beklenen ses Cuma namazında Çamlıca Camii’nden geldi.

Şu size de garip gelmiyor mu? Bu ve benzeri her sözleri ilk duyduğumuzda hala “Yok ya o kadarını da dememiştir” diyoruz. Sonra bir bakıyoruz vallahi de demiş.

Bence tepkimiz ve inanamamız bir sağlık belirtisi. Çünkü aklın havsalanın alacağı bir söz değil bu.

Bunu normalleştirdiğimiz gün bittiğimiz gündür.

Suya atılan kurbağa gibi zamanla alışmamız gerekirdi belki de ama her seferinde kısa bir süre inanma güçlüğü çekiyoruz. Sonra unutup gidiyoruz.

Bu sefer unutmayalım.

Onlardan olmayan herkes için kıyamet Sûr’una üflendi artık. 

Duymadınız mı sesini? Duyan duydu, Sezen sezdi vallahi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
MEHMET DEPREM Arşivi
SON YAZILAR