Evde Kumpir

Bir ülke bu hale nasıl düşer aklım almıyor. Artık olayları hatırlamaz hale gelmemiz için bu kadar düğmeye aynı anda basılıyor sanki. Hale baksanıza, İmamoğlu'nun ifade vermesi, pırıl pırıl teğmenlerin "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganı nedeniyle ordudan ihraç edilmesi falan derken Kartalkaya'daki korkunç katliamı neredeyse konuşmaz olduk.

Orada yaşananları tarif edecek sözlere sahip değilim ben. Çok yakınımdaki dostlarım çocuklarını kaybetti o otelde. O gözünü para hırsı bürümüş otel sahibi, yangın çıkar çıkmaz oteli tahliye etme kararı vermeyenler ve bu denetimsiz çalışma halini mümkün kılan tüm sorumluluk sahipleri ceza alana kadar bu konuyu takip edeceğim. Her hafta da buradan sizlere hatırlatacağım.

Bu hafta yemek yazılarına başlayacağım tekrar. Biraz zor geliyor şu ortamda ama yazmaya çalışacağım. Ama teğmenler konusunda da kısa bir şey yazayım. Bu ülkede askerlerin Mustafa Kemal'in askeri olmalarından daha doğal bir şey olamaz, eğer siz bu durumdan rahatsız oluyorsanız, niyetiniz ne de rahatsız oluyorsunuz diye sorma hakkımız doğar. Buradan sonrası annemi endişelendirmemek için otosansüre uğramıştır.

Ekonominin haline uygun bir tarif: Kumpir

Her neyse bugün yine ekonominin hali malum olduğundan, düşük maliyetli ama çok sevilen bir tarif vereceğim. Kumpir yapacağız. Kumpir ülkemize 80'lerin sonlarında girmiş bir yiyecek. Ankara'da ilk olarak Kuğulu Park civarında gördüğümü hatırlıyorum. Sonra Kıtır Piliç'te satılmaya başlanmıştı ve hala da oranın özdeşleşmiş yiyeceklerindendir. Sonradan yayıldı ve özellikle 90'ların bir bölümünde her yerde kumpirci açıldı. ODTÜ'de öğrenciyken çarşıdan kumpir alıp yemek bayağı yaygın bir gelenekti.

Bugün kumpir o kadar popüler değil sanırım ama bu her zaman olduğu gibi güzel bir tarifle evde yapmamıza engel değil. Ben temel bir tarif vereceğim, üzerine ne süsleme yapacağınız tamamen kişisel zevktir. Rus salatası, zeytin, turşu, sosis, ketçap, mayonez, acı sos gibi bir çok seçenek var. Daha hafif olsun derseniz tereyağı, kaşar, sosis ve biraz siyah zeytin benim en sevdiğim kombinasyon mesela. Dediğim gibi, zevk sizin, nasıl severseniz öyle yapın.

Malzemeler (2 porsiyon için):

• 2 büyük boy patates

• 1 yemek kaşığı tereyağı

• 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

• Tuz

Yapılışı:

Fırını 200°C'ye ısıtın. Patatesleri güzelce yıkayın ve kabuklarını soymadan birkaç yerinden çatal ile delin. Önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 60-70 dakika yumuşayana kadar pişirin.

Pişen patatesleri fırından çıkarıp hafifçe soğumasını bekleyin. Ortadan uzunlamasına kesin ve içini çatalla ezerek kabuğa zarar vermeden açın.

Patatesin içine tereyağını ekleyin ve sıcakken ezin. Üzerine rendelenmiş kaşar peynirini ilave edip karıştırarak erimesini sağlayın. Sosis ekleyecekseniz yine burada dilimleyip içine karıştırabilirsiniz. Tuzunu da bu aşamada ayarlayın. Burada iyice karıştırdıktan sonra üzerine biraz daha kaşar ekleyip fırında 5-10 dakika üstü hafif kızaracak kadar tekrar bekletebilirsiniz, hatta bunu fena halde tavsiye ederim.

Kumpirinizi sıcak sıcak servis edin. Afiyet olsun!

Norveç gündeminde bir hafta dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
EVREN AYBARS Arşivi
SON YAZILAR