TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

Gazi ve Latife Okulları

Kısa Dalga - Cumhuriyet’in ilanı ile Başkent Ankara’da kentleşme politikalarından canlanma başlar. Yenişehir Kızılay’a doğru Atatürk Bulvarı üzerinde şekillenirken tarihi merkez Ulus’ta Anafartalar Caddesi üzerinde kamu yapılarından konutlara, yeni dönemin yapıları inşa edilir. II.Vakıf Apartmanı, dönemin Maliye Bakanı Hasan Fehmi Ataç Apartmanı, Atatürk’ün yakın arkadaşı Nuri Conker’in Sakarya Apartmanı, Koç Apartmanı, Adliye Binası, Himaye-i Etfal Binası (Çocuk Esirgeme Kurumu) Mermercizade İşhanı, Anafartalar Caddesi ile Altar Sokağın köşesindeki Kuleli Apartman’a kadar Birinci Ulusal Mimarlık akımının izlerini de Anafartalar Caddesi’nden okumak mümkün.

İkiz okullar

Anafartalar Caddesi’nin tam ortasında bizi karşılayan ikiz okullar yapısı ise Cumhuriyet’in ilkokul yapılarından olan Gazi ve Latife Okulları’dır. Cumhuriyet’in okuma yazma oranının arttırılması ve eğitime verdiği özel önemle birlikte Atatürk’ün isteği ile kurulan Gazi ve Latife Okulları mimar Mukbil Kemal Taş imzasını taşır. 1924 yılında projelendirilen ikiz okullarından birisi kız çocukları diğeri ise erkek çocukları için inşa edilir. Karma eğitime geçilmesi ile birlikte okul artık bütün çocukların eğitim gördüğü ayrısının gayrısının olmadığı öğrenme mekânı haline gelir.

Öğrenciler yüksek bir platformda, yandan merdivenlerle heyecan içerisinde koşturarak çıktıkları bu ikiz okullar iki katlıdır. Ahşap desteklerle taşınan geniş saçaklar, sivri ve basık kemerlerle şekillenen pencereler, simetrik düzen içersinde ki cephe karakteri, sıvanmış taş duvarları, ahşap döşemelerle kâgir sistemde inşa edilmiş okul Cumhuriyet’in erken dönem mimarisini temsil eder.

Yapıldığı dönemde yüksek taş duvarlar üzerinde üst kotta inşa edilen okullar ve bahçesi yükselen yapı ile birlikte ihtişamını ve yapım sürecinin meşakkatini hissettirir. Bu yükselme ise muhtemelen eğitime verilen önemin mekânsallığının ifadesidir. Yüksek tavanlarda, ahşap zeminlerde, ölçeği ile öğrencilerine nefes aldıran okulun koridorları dönemin pek çok sergisine ev sahipliği yapar. Gazi ve Latife Okullarının projeleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından pek çok yerde uygulanır. Kimi yerde aynısı, kimi yerde küçük müdahalelerle ya da tek katlısı okul olarak öğrencilere mekan olur

Gazi ve Latife Okulları pek çok ünlünün okulu haline gelir, edebiyatçılar yazarlar yetiştirir. Halil İnalcık, Orhan Veli, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat’ın okuludur aynı zamanda…

Yıllar içerisinde rant kaygısı galip gelir. Okulu yükselten taş duvarın yerine bugünde okulu hissetmekte zorlandığımız öne çıkan dükkânlar inşa edilir. Okul bahçesinin altı ticarete teslim edilir. Altı ticaret üstü okul bir platformla, bugün yaşadığımız eğitimin ticarileşmesine de mesaj göndermiş gibidir…

1920’li yıllardan günümüze Anafartalar Caddesi’nde Cumhuriyet’in erken dönem temsilinin bir parçası olan Gazi ve Latife Okulları’da ideolojinin mekânla hesaplaşmasından nasibini alır.

Geçmişi olmayan okul

Cumhuriyet’in mekânsal izlerinin silinmeye çalışıldığı, yıkıldığı işlevlerinin ve isimlerinin değiştirildiği büyük bir mekân hıncının arkasında yatan Cumhuriyet hıncı ile bugün yapılar Gazi ve Latife adlarının dışında bir şekilde eğitim işlevini sürdürüyor. Eğitim sisteminin değişmesi ile birlikte okulun adı önce Atatürk Ortaokulu’na dönüştürülür. Sonra yine isim değişir.

Okulun tarihçesi kısmında bütün bu yazdıklarımdan eser yoktur. Bir okulun tarihi ve dönem temsilinin tarihçe kısmında olmaması, ideolojik mekân hıncının tarihçeye yansımasından ibarettir. Gazi ve Latife Okulları artık “Ulus İlk Meclis Anadolu İmam Hatip Lisesi”dir. Okulun tarihçesi ise çok manidar. Tarihçede “2018-2019 eğitim öğretim yılı itibari ile Ankara’da ilk ve tek olarak güzel sanatlar programı uygulayan imam hatip lisesi olarak eğitim vermektedir” yazar.

Hafızasını yitiren bir kent, hafızasını yitiren bir insan gibidir. Geçmişi yoktur ve dolayısıyla geleceği de… Gazi ve Latife Okulları kentin hafızası bizim belleğimizdir. Adını değiştirmek, anlam değerini örselemek belleğimize vurulmuş bir darbedir. Bu darbeye karşı en önemli eylem hatırlamak, unutmamak, unutturmamaktır.

Gazi ve Latife Okulları

Hafızasını yitiren bir kent, hafızasını yitiren bir insan gibidir. Geçmişi yoktur ve dolayısıyla geleceği de… Gazi ve Latife Okulları kentin hafızası bizim belleğimizdir. Adını değiştirmek, anlam değerini örselemek belleğimize vurulmuş bir darbedir. Bu darbeye karşı en önemli eylem hatırlamak, unutmamak, unutturmamaktır.

Rejimi temsil eden ve kurucusunun ismini taşıdığı mekânın adının değişmesi ne büyük bir öfkenin sonucu anlamak mümkün kabul etmek mümkün değil. Başkentimize günün doğacağı ve hafızamızın yerli yerinde olacağı günler gelmesi umuduyla, bu öfkeye okulun öğrencisi olan Orhan Veli’nin “Gün Doğuyor” şiiri ile gönderme yapalım.

Dili çözülüyor gecelerin..
Gölgeler kaçışıyor derine
Alıp sihrini bilmecelerin:

Gün doğuyor şehrin üzerine.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN Arşivi
SON YAZILAR