TEZCAN KARAKUŞ CANDAN
‘Hayal etmek de bir eylemdir’: Yoko Ono
Sanat yoluyla dünyaya bakışını ve tavrını ortaya koyan, disiplinler arası çalışmalar yürüten Yoko Ono’nun “Dream Together- birlikte hayal kurun” sergisi Berlin’de Yeni Ulusal Galeri binasının önünde bir zeytin ağacı ile karşılıyor sizi. Ülkemizde zeytin ağaçlarını katledecek kanunun görüşüldüğü günlerde birlikte hayal kurmanın ilk giriş kapısı olan zeytin ağacını görmek çok etkilemişti beni.
Zeytin ağacına bir dilek yazarak bağlayınca başlıyor sergi serüveni. Daha ilk adımında izleyiciyi edilgenlikten çıkartarak birlikte tavır almanın ve katılımcı bir sanat yolculuğu yaşatmanın ilk sinyali bu zeytin ağacı. Mies Van der Rohe’nin tasarladığı 1968 yılında açılan Yeni Ulusal Galeri’nin kapısında sergiye girmeden önce beden hareketleri ile ısınma yapan çocukların enerjisi geçiyor birden size.
Picasso, Kirchner, Kandinsky gibi isimlerin önemli eserlerinin sergilendiği yapı Sürrealizm, Kübizm, Ekspresyonizm, Bauhaus ve modern sanatın mihenk taşlarına ev sahipliği yapıyor. Berlin’in modern ve şeffaf yalın modern mimarisi, Yoko Ono sergisinin sahnesi haline gelirken, Ono’nun performansı, mimarlıkla sanatın nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor.
Yoko Ono, 1933 yılında Japonya’da orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Henüz on iki yaşındayken Hiroşima’ya atılan atom bombasının yarattığı dehşeti görür; insanlık tarihinin en karanlık anlarından biri, onun çocukluk hafızasına kazınır. Bu tanıklık, sanatında hayat boyu sürecek bir barış arayışının da tohumlarını atar.
23 yaşında New York’a taşındığında, sınır tanımayan bir üretim yolculuğuna çıkar. Filmden müziğe, fotoğraftan performansa uzanan disiplinler arası çalışmalarıyla 1950’lerden bugüne uzanan bir sanat yolculuğunu kararlılıkla sürdürür. 1969’da John Lennon ile evliliği, sanat ve aktivizmin iç içe geçtiği bir dönüm noktası olur.
Ono, sanatı sadece seyredilen bir nesne olmaktan çıkarıp yaşanan, kolektif bir eyleme dönüştürür. “Cut Piece” performansında bedenini izleyicilerin makasına bırakır; kıyafetleri parçalanırken şiddeti, tahakkümü ve toplumsal cinsiyet rollerini sorgulatır. “Wish Tree” ile dilekleri görünür kılar, ortak umutları geleceğe taşır. Lennon ile birlikte kurdukları Plastic Ono Band ise barışı ve direnişi müzik aracılığıyla dillendirir. Belki de bu yüzden Ono’nun sanatı bizi onarıma, umuda, barışa çağırıyor
İkilinin en çok konuşulan eylemlerinden biri olan “Yatakta Barış” performansı, savaşın ortasında barışın da bir yaşam biçimi olabileceğini göstermesiyle hafızalara kazınır. Lennon’ın öldürülmesinin ardından Ono, barış yolculuğuna devam eder. Sanatı, barışı, toplumsal meseleleri, göçü ve ekolojiyi aynı tutkuyla görünür kılmak artık onun yaşamıdır.
Bu yaşam “Dream Together” [1] sergisindeki eserlerle zirveye çıkar. Sergi yeniden oluşum sürecinde, onarım, iyileştirme, temizleme, dileme, hayal etme ve düşleme gibi kolektif eylemlerin performansı ile davetkâr bir yaklaşım sunuyor. Sergiye girmeden önce dilek ağacı ile yani umutla başlıyor. Sonrasında ziyaretçiler sergiye girmeden yerel nehir taşlarından oluşan yığınları yeniden şekillendirerek özeleştiri ve arınmaya teşvik ediliyor. Yerel nehir taşlarının başında çocuklar ve yetişkinler dünyayı zevkle bozuyorlar ve yeniden kuruyorlar. Barış için kâğıt turnalar yapmak, kırık seramik kapların bir araya getirilmesinde Ono, bize aslında şunu söylüyor: “Hayat kırılır, ama yeniden birleştirilebilir. Sessizlik ağırdır, ama içinde umut filizlenebilir.”

Kavramsal sanatın sınırlarını zorlayan katılımcı ve toplumsal konulara yönelik bir tavır içerisinde bulunan Ono’nun birlikte hayal kurun sergisi yaşadıklarımıza bir çağrı gibi. Her şeyin kötüye gittiği dünya düzeninde, düzeni bozmamızı talep ederken, hayal kurarak yeniden düşünmeye itiyor. Sergi[2] bu sanatsal eylemliliği gerçekleştirirken her performansın içerisinde birbirini hiç tanımasa da insanların izleyicilerin birlikte masada, yerde ve taşların başında birlikteliklerini koordine ediyor.
Bir kez daha Ono’nun bakışını bizimle buluşturan birlikte hayal kurun sergisi sanatın, sadece bakılan değil; yaşanan, paylaşılan ve dönüştüren bir deneyim olduğunu da bize hissettiriyor. Hayal kurun diyor. Ono’nun sanat yaşamı boyunca değindiği toplumsal konularla birlikte eyleme geçin mesajı veriyor.

Her performansın, enstalasyonun karşısında kulağımıza Yoko Ono yalın bir gerçekliği fısıldıyor: “Hayal etmek de bir eylemdir.” Yoko Ono’nun sanatı ve barışa olan inancıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde dünya için barışı hayal etmekten vazgeçmemek de eylemliliğin kendisidir.
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN |Öksüz şehir, sessiz hafıza
01 Aralık 2025 Pazartesi 00:20Turhan Kitabevi’ne veda: Tükenen Konur Sokak
24 Kasım 2025 Pazartesi 00:15NATO zirvesinin gölgesinde: Etimesgut’ta silinen hafıza
20 Kasım 2025 Perşembe 00:20Ankara'da anılarla mühürlenen mekân: Cafe Des Cafes
17 Kasım 2025 Pazartesi 00:05Asılı hafıza: Askıda ama hiç düşmeden
10 Kasım 2025 Pazartesi 00:15Ankara’nın sessiz hafızası: Cebeci Asri Mezarlığı
27 Ekim 2025 Pazartesi 00:10Kaybolan bellek: Geçmişin dokusu pazarın kokusu
13 Ekim 2025 Pazartesi 00:15Kançılarya'dan ranta: Atatürk Bulvarı’nda kaybolan bellek
06 Ekim 2025 Pazartesi 00:10Bir annenin sanatla direnişi: Kathe Kollwitz
21 Eylül 2025 Pazar 23:54Sakarya’da bellek bekçisi: Göksu Lokantası
08 Eylül 2025 Pazartesi 00:11