Muhammed Dahlan’ı gördünüz mü oralarda?

ERSAN ATAR

Köy kahvesinde, televizyonun sesi sonuna kadar açık. Okey taşlarının şakırtısının arasından net duyuluyor:

“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ziyarette bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri’nde Başbakan Yardımcısı ve İçişleri Bakanı Saif bin Zayed Al Nahyan ile bir araya geldi. İki bakanın görüşmesinde, bu ülkede bulunan organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in Türkiye’ye iadesinin de gündeme gelmesi bekleniyor…”

Televizyonda Sedat Peker’in görüntüleri akıyor arada.

Çektiği kırmızı 7’liden memnun köylü, hiç televizyon ekranına bakmadan yüksek sesle söylüyor:

“Bu çete başını getirirse bu adam getirecek söyleyeyim…”

Artık elinin ölçüsü makineleşmiş kahveci, dibinde su birikmiş tepsinin içindeki bardaklara çay doldururken kahverengi buzlu camın altından televizyon ekranına bakarak okey masasındaki “Demirel” lakaplı köylüye cevap veriyor:

“Hadi ordan daha düne kadar 15 Temmuz’u bunlar yaptı demiyor muydunuz, ne oldu.”

“Demirel”, lakabına uygun gülüşüyle, yine lakabına uygun cevabı yapıştırıyor(!):

“Sen bilmezsin kahveci, dün dündür bugün bugündür.”

Köy kahvesinde dönen tartışmayı sürdürecek değiliz. Biraz daha derine inmemiz gerekiyor.

Önce “siyasi söylemler”

İçişleri Bakanı Soylu’nun, Mersin Tece Polisevi saldırısından, İstiklal’in bombalanmasından sonraki sözleri de ABD’yi işaret ediyordu. Olmaz ya, “Olabilir, bunlar siyaseten söylenmiş sözler. Herkes kendi tabanına göre siyasetini yapıyor” diyelim. Hatta Soylu’nun 15 Temmuz’dan sonraki şu sözlerini de “siyaseten söylenmiş sözler” olarak kabul edelim:

“15 Temmuz onların (ABD) talimatı ile oldu. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 15 Temmuz'un ABD ile birlikte faili. BAE, ABD'nin en önemli operasyonel partneri.”

Hatta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, “Birleşik Arap Emirlikleri’nin darbecilere 3 milyar dolar para desteği sağladığını, darbe girişimini fonladığını” söylediğini hatırlayalım. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “Birleşik Arap Emirlikleri, zarar vermek amacıyla Türkiye karşıtı terör örgütlerini destekliyor. Doğru yer ve zamanda hesabını soracağız” dediğini de hatırlayıp bunları da “siyaseten söylenmiş sözler” olarak kabul edelim.

Dahlan’ı nereden biliriz?

Ve biz, kahveci ve kahvenin müdavimi “Demirel”den farklı olarak, biraz daha “devlet ne yaptı, hâlâ ne yapıyor?” ona bakalım. Biraz daha bu siyasi söylemin temelindeki isme bakalım. Tam adı: Mohammed Yousef Shaker Dahlan. Kendisi, BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan'ın güvenlik danışmanı.

Kendisini, Filistin’den, Libya’dan, Arap Baharı sırasında Tunus’tan, Yemen’deki suikast timlerinden biliriz. Ama konumuz buralar değil. 15 Temmuz’dan Ankara, Akıncı Üssü, Genelkurmay Başkanlığı, Özel Kuvvetler Komutanlığı.

Ha bir de İstanbul’da yakalanan iki casusun dava dosyalarından biliriz. BAE adına İstanbul’da casusluk yaparken yakalanan Samir Semih Şaban ve Yusuf Hasan’ın dava dosyalarındaki gizli tanık “Poyraz”ın anlatımlarından biliriz. Günahı “Poyraz”ın boynuna bu iki casusu Türkiye’ye gönderdiği iddiasından biliriz.

Mohammed Yousef Shaker Dahlan’ı, oluşturduğu iddia edilen IŞİD kuvvetlerinden biliriz. Hatta o kadar tanıdıktır ki bir kişi Dahlan’ın IŞİD listesinde varsa devletin yargısı o kişinin IŞİD’li olduğuna kesin kanaat getirir, oradan biliriz.

Emniyet’in kayıtlarında 40. sırada duruyor

Biz kendisini kısaca “Muhammed Dahlan” olarak biliyoruz. Tam adını nereden aldığımızı da söyleyip konuya girelim:

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün halen güncel olan “Terörden arananlar” listesinden. Liste bilgileri:

“T.C. İçişleri Bakanlığı / Terör arananlar. Mohammed Yousef Shaker DAHLAN.

Baba adı: Han Yunus – 1961 Doğum. FETÖ/PDY Terör Örgütü.

Durum: Ulusal Yargı Ağı Projesinde (UYAP) yakalama kaydı müzekkerelerinin sonlandırılması bekleniyor”

Liste’nin “FETÖ Bölümü” Abdullah Aymaz’la başlıyor. Adil Öksüz 3., Fetullah Gülen 16. sırada. Muhammed Dahlan, Mohammed Yousef Shaker Dahlan olarak, Mesut Fırat’la Mustafa Özcan arasında, 40. sırada yerini koruyor.

Ve vakti zamanında, sırf Muhammed Dahlan yakalanabilsin diye Ödül Yönetmeliği’nde değişiklik yapılıyor. Arananlar listesindeki kişileri bulanlara verilecek ödül 10 milyon TL’ye yükseltiliyor.

Muhahhed Dahlan, işte köy kahvesini işleten kahvecinin “Daha düne kadar 15 Temmuz’u bunlar yaptı demiyor muydunuz” sözünün ardındaki isim.

Kırmızı bülten talebi nasıl reddediliyor?

Dahlan; köydeki kahvecinin, her gelişinde yarım ekmek arası tostu yaptırmayı da ihmal etmediği daim müşteri “Demirel”le aralarında geçen “Anadolu usulü kahve siyaseti”nin temelindeki isim. Dahlan, “devlet” için günlük siyasi söylemlerin ötesine geçmiş bir isim. Öyle ki Ankara Adliyesi’nin “Anayasal Suçlar Bürosu” savcısının fellik fellik aradığı bir isim. İddia ne?

FETÖ darbe girişimi sırasında Birleşik Arap Emirlikleri yönetimi ile Fetullah Gülen arasındaki bağlantıyı sağlayan marifetli danışman.

15 Temmuz soruşturmasını yürüten savcı Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne yazıyor:

“Aşağıda kimlik bilgileri ve hakkındaki suçlamalar bulunan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşadığı bilinen Mohammed Yousef Shaker Dahlan hakkında uluslar arası düzeyde arama yapılması için kırmızı bülten çıkarılması amacıyla gerekli işlemlerin yapılması…”

Adalet Bakanlığı da, savcıdan gelen bu talebi “derhal” ele alarak gerekli işlemleri başlatıyor. Yazı, Lyon’a Interpol’e yazılıyor. Elbette iki satırlık yazıyla kırmızı bülten çıkarılacak değil ya. Savcı Adalet Bakanlığı’na 15 Temmuz dosyasının ilgili bölümlerinin onaylı örneklerini de gönderiyor; Türkçe.

Bu dosyalarca evrak Lyon’a Türkçe gönderilecek değil ya derhal İngilizce resmi tercümeleri yapılıyor. Kırmızı kırmızı mühürler vuruluyor evraka.

Dosyaya, The Guardian gazetesinin Ortadoğu Editörü David Hearst’in yazısı da ekleniyor. Yazıda, Mohammed Yousef Shaker Dahlan’ın FETÖ lideri Fetullah Gülen ile Abu Dabi yönetimi arasında aracılık ettiği” yazıyor.

Savcı Interpol’den “kırmızı bülten” beklerken gelen sonuç: Türkiye’nin, Birleşik Arap Emirlikleri vatandaşı Mohammed Yousef Shaker Dahlan hakkında kırmızı bülten çıkarılması talebinin reddine.

Interpol Genel Sekreterliği Bildirimler ve Yayınlar Çalışma Grubu 22 Ağustos 2020’de Interpol üyesi ülkelerdeki ulusal merkez ofislerine, Türkiye’nin kırmızı bülten çıkarılması talebinin reddedildiğini bildiriyor.

Türkiye kırmızı listeyle ararken Dahlan neredeydi?

Bütün bunlar olurken, Interpol’un o zamanki başkanının görev süresi dolmaya yaklaşıyor ve Interpol Başkanlığı için kulislerde isimler dolaşıyor. Çinli aday güçlü isimlerden ama daha güçlü bir isim öne çıkıyor: Birleşik Arap Emirlikleri’nden General Ahmed Nasır El Reisi.

2021’in Kasım’ında İstanbul’da seçim yapılıyor. Türkiye’nin destekleyeceği isim belli: General Reisi. Ve Reisi, Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılan seçimde Türkiye’nin de kulis desteğiyle Interpol’ün başına geliyor.

Özcesi; Türkiye’nin “15 Temmuzun finansörü Birleşik Arap Emirlikleri’dir ve Dubai yönetimi ile Fetullah Gülen arasındaki bağı kuran isim, Muhammed Dahlan’dır” tezi sadece siyasi söylemde kalmayıp devletin, uluslar arası güvenlik organizasyonların kayıtlarına geçiyor. Hatta İçişleri Bakanı Soylu BEA'ya gitti geldi; Dahlan, Emniyet'in"terörden arananlar" listesinin FETÖ bölümünde 40. sırada duruyor

Ve bu kayıtlar arşivlerde dururken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Dubai’de Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın güvenlik danışmanı Muhammed Dahlan’ın çalışma ofisinin de bulunduğu Dubai’de, Kasr El Vatan sarayında temaslarda bulunuyor.

Gazeteci olarak bize sormak düşüyor: Muhammed Dahlan’ı gördünüz mü oralarda?

Önceki ve Sonraki Yazılar
ERSAN ATAR Arşivi
SON YAZILAR