Soylu’nun ‘BÇG’si, GAMER dosyası: GAMER, seçimleri ve bizi nasıl gözetliyor?

ERSAN ATAR

Son günlerde adını sıkça duymaya başladınız: GAMER. Açık yazımla: Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı. Bağlı olduğu bakanlık: İçişleri Bakanlığı.

Adını nereden duyduk, önce onu hatırlatalım. Sonra bir bilgi aktaralım, daha doğrusu yanlış yayılan bir bilgiyi düzeltelim, ardından da GAMER’in kaynağına inelim. Kaynağına indiğimizde yasal dayanağı olmadan kurulmuş bir merkezin bizi nasıl gözetlediğini göreceğiz ama önce şu “hatırlatma ve bilgi düzeltme faslı”nı aşalım.

İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü 27 Nisan’da Yüksek Seçim Kurulu’na başvurarak “Biz Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi’nde bir seçim modülü oluşturduk. Bize tüm ülke ve yurt dışındaki seçmen sayılarını, sandık numaralarını, oy kullanılacak okulların adlarını verin” dedi.

YSK, 2 Mayıs’ta, oy çokluğuyla da olsa “Olmaz, seçim senin işin değil, bizim işimiz bu bilgileri veremeyiz, siz şöyle bir kenarda durun, seçim güvenliğini sağlayın” dedi. YSK’da, “Ne var ki bunda seçim sonuçlarını siyasi partilerle bile paylaşıyoruz, bakanlığımızla mı paylaşmayalım” diyen üyeler de çıktı.

Anlaşılan, İçişleri Bakanı Soylu’nun “durmaya” niyeti yoktu. Bunun üzerine Bakanlık YSK’nın vermediği seçim bilgilerini (sonuçları dahil) kendi toplamaya karar verdi. Buna göre jandarma ve polis okulları dolaşacak hangi sandıktan ne sonuç çıktı bunları illerde Valilik bünyesindeki GAMER Başkanlıklarına bildirecek, oradan da bu veriler İçişleri Bakanlığı’ndaki GAMER’de toplanacak, oradan da “ilgili yerlere” servis edilecekti.

Dün öğleden sonra YSK’nın, İçişleri Bakanlığının bu faaliyetini de yasakladığı yönünde haberler yayıldı. Haberlerde, “YSK, İçişleri Bakanlığı’nın seçim sandıklarında görevli polis ve jandarmadan alınacak sonuçların dosya halinde Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi Başkanlığı (GAMER) sayfasına kaydedilmesi kararını yasakladı” deniyordu. Belli ki hata, gazetecilik deyimiyle haberin “flaş”ını geçen ajanstan kaynaklanıyordu. Nitekim ajans da sonradan haberin tamamında, YSK’nın 2 Mayıs’ta verdiği verdiği “İçişleri Bakanlığı’nın verileri bizimle de paylaşın talebini ret kararı”nın gerekçesini yeni bir haber zannetti ve 8 gün kadar “gecikmeli” aktardı. Aktarırken de haberin flaşıyla kendisi arasındaki çelişkiyi fark etmedi.

Yani ortada, YSK’nın “seçim sandıklarında görevli polis ve jandarmadan alınacak sonuçların dosya halinde GAMER sayfasına kaydedilmesi kararını yasaklaması” gibi bir karar yoktu. Yani İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, YSK ile birlikte kuramadığı “Paralel YSK”yı polis ve jandarma eliyle kurabilecekti. YSK buna yasak getirmemişti. Zaten YSK’dan böyle bir talepte bulunan da yoktu. Yani YSK’ya “Soylu senden alamadığı bilgileri polis ve jandarmayla toplayacak ve ilgili yerlerde kullanacak bunu engelle” diyen de yoktu.

“İlgili yerler”de hazırlıklar

İçişleri Bakanlığı’nda kurulan ve yasal dayanağı olmadan kurulup mevzuatının “arkadan geldiğini” bizardan anlatacağımız GAMER, seçim sonuçlarını ne yapacak, paylaşacağı ilgili yerler nereleridir dersiniz?

Bakanlığa sorsanız elbette “Efendim bizim tek derdimiz seçimin güvenliği, o nedenle YSK’dan istemiştik” der. Bağışlayın amiyane tabir kullanacağız: Yerseniz.

“Yerseniz” dememizin sebebi de şudur: YSK’nın elindeki bütün seçmen verilerini zaten İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü verir. YSK, buradan aldığı verilere göre seçmen sayısını belirler. Bu da gösteriyor ki Soylu’nun derdi “kaç sandık kuruluyor, kaç seçmen oy kullanacak” değil. Belli ki Soylu’nun merak ettiği; sandık sonuçları.

Peki Soylu bu sonuçları ne yapacak derseniz gelin size yakın geçmişten bir hatırlatmada bulunalım:

Daha çok geçmedi, 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde Anadolu Ajansı, AKP’li belediye başkanı adaylarının önde gittiğini gösteren verilerle yayınına başladı. Hem de öyle böyle değil: Binali Yıldırım yüzde 80’lerde Ekrem İmamoğlu yüzde 20’lerde. Mehmet Özhaseki yüzde 70’lerde, Mansur Yavaş yüzde 30’larda.

O zamanın YSK Başkanı Sadi Güven’e bu durum soruldu, “Anadolu Ajansı böyle veriler geçiyor durum nedir” diye. Güven de “Anadolu Ajansı benim müşterim değil, benden veri almıyor. Anadolu Ajansı (yüzde) 90’lara geldiğinde ben daha yeni veri giriyordum” deyip işin içinden sıyrılıvermişti ama “atı alan Üsküdar’ı geçiyor”du. Bu bir psikolojik savaştı ve sandık görevlileri, “nasıl olsa sonuç değişmeyecek” diyerek çuvalları, tutanakları bir kenara atmaya başlamıştı.

Gelelim şimdiye, Anadolu Ajansı’nda yine “özel bir ekip oluşturulduğunu” biliyoruz. Bu ekibin işi, abonelerine, Ajans ile seçim verisi paylaşma anlaşması yapan yayın kuruluşlarına veri aktarmak. Peki, YSK “veri girmeye daha yeni başlarken” bu özel ekip seçim verilerini nereden alacak dersiniz? Durun, verdiğinizi düşündüğümüz cevabı herkesle paylaşalım: GAMER.

YSK verilerini GAMER ile paylaşmayacaksa, GAMER bu verileri nereden alacak dersiniz? Siz söylemeden biz söyleyelim: Polis ve jandarmadan. Hangi polis ve jandarmadan? Kim bilir belki de Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’nun otobüsüne taş atan jandarmadan. Belki de otobüs taşlanırken seyreden polistendir. Belki de Yeşil Sol’un Ankara mitingindeki seçim şarkısını “örgüt propagandası” diye susturan polistendir.

İşte Anadolu Ajansı’ndaki o özel ekip, GAMER’in potansiyel müşterisi olarak duruyor. İşte Anadolu Ajansı’nın müşterisi olarak AKP özel medyası hazır bekliyor.

Belli ki Ankara’da konuşulanlara göre dahası da var: Daha dün meslektaşımız Devrim Gürkan, TRT’nin tam da içinden olduğu anlaşılan pazı bilgiler paylaştı. “TRT’de seçimler için kozmik oda” dedi, “özel ekip” dedi. TRT’nin, “evet böyle böyle oldu” demesini beklemezdik. Doğal olarak, “hayal ürünü” dedi. Ve TRT bir şey daha söyledi: “Biz Anadolu Ajansı’nın tüm abonelerine geçeceği sandık sonuçlarını en hızlı biçimde izleyicimize aktaracağız.”

Bize de gazeteci olarak şunu sormak düşüyor: Anadolu Ajansı’nın TRT ve diğer abonelerine geçeceği sandık sonuçları jandarma ve polisin toplayıp GAMER’e göndereceği sandık sonuçları mı olacak?

Neden Soylu’nun BÇG’si dedik?

Şimdi de yazının başlığına gelelim. Nedir bu GAMER, neden “Soylu’nun Batı Çalışma Grubu (BÇG)” benzetmesini yaptık ona gelelim.

Bu bölümde aktaracaklarımız tamamen GAMER’in herkese açık resmi internet sitesinden alınan bilgiler. Başlayalım.

Malum, ülkede ne zaman yasa yapmaya gerek duyulmadan köklü bir işlem yapılacak olsa hemen bir kararname çıkarılıverir. Daha doğrusu o meşhur “1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi”ne bir ek yapılıverir. GAMER de 18 Nisan 2019’da öyle kuruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “böyle bir merkez kurdum, ben yaptım oldu” deyiverdi.

Sanki o alanlarda faaliyet gösteren kurumlar yokmuş gibi GAMER’in amacı da şöyle açıklandı:

“Kamu düzeni ve güvenliğini, bireylerin temel hak ve hürriyetlerini, toplumun huzur ve güvenliğini temin etmeye yönelik faaliyetler ile doğa, insan ve teknoloji kaynaklı acil durumlarda ortaya çıkabilecek her türlü güvenlik riskinde, güvenlik odaklı olarak Bakanlık merkez birimleri, bağlı kuruluşlar, valilikler, mahalli idareler, diğer bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasında koordinasyon ve işbirliğini sağlamak. Güvenlik ve güvenlik kaynaklı acil durumlarda bütünleşik bir yönetim anlayışı ile olay öncesi, sırası ve sonrasında yürütülecek faaliyetlerin yer aldığı acil durum planlamasını yapmak ve buna ilişkin uygulama tedbirlerini almak”

Şimdi gelelim bu satırların aralarına. Bir an için bu görevleri yerine getirecek başka kurum olmadığını düşünelim ve biraz bu paragrafta “derin kazı” yapalım: Bir an için “kamu düzeni”ne tamam diyelim. GAMER’in adını deprem sırasında, yangın sırasında, sel felaketinde duymadık bile ama “doğa kaynaklı acil durum”a da “tamam” diyelim de “teknoloji kaynaklı acil durum” ne ola ki? Sakın bizim aklımıza gelen sizin de aklınıza geliyor olmasın: Seçim öncesinde sosyal medya susturulması gibi örneğin.

Yönetmeliğin dilinin altındakiler

Sadece Erdoğan’ın “kurdum” demesiyle olmazdı, bu merkezin nasıl çalışacağının da belirlenmesi gerekirdi. İşte bunun için de 24 Ekim 2019’da yönetmeliği çıktı. Uzun bir yönetmelik ama şu kadarını söyleyelim: İllerde valilere bağlı bütün kurumları GAMER’in emrine veriyor, valileri başında kaymakamın bulunduğu Ankara'daki merkeze bağlıyor. Yönetmelik özel kuruluşlarla işbirliğinden bahsediyor ve sonunda dilinin altındaki baklayı çıkarıyor:

“Etkin ve hızlı çalışmalar yapabilmek için bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanarak acil durumlar için ihtiyaç duyulan veri ve görüntülerin kesintisiz, güncel ve güvenilir bir şekilde Bakanlık GAMER’e aktarılmasını sağlamak. Görev ve sorumluluk kapsamıyla ilgili, standartları Bakanlık GAMER tarafından belirlenen bütünleşik görüntü, bilgi ve veri sistemleri oluşturmak, var olan sistemleri bu yapıya entegre etmek.”

Türkçesi: Yaşadığımız her alanı izlemek. Gerekirse kiminle ne konuştuğumuzu dinlemek.

Dayanaksız merkez GAMER bizi gözetliyor

Dikkat ederseniz Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin de çıkan yönetmeliğin de yılı 2019. Ama gelin görün ki Süleyman Soylu GAMER’i daha 2016 yılında yasasız, bir genelge ile kurmuş ve bu genelgede niyetini daha açık belli etmiş.

Bunu da yine GAMER’in resmi internet sitesinde duran “kuruluş genelgesi”nden öğreniyoruz. Genelgenin tarihi: 22 Aralık 2016. Yani daha Cumhurbaşkanı kararnamesini yayınlamadan 3 yıl öncesi.

Konusu: Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi (GAMER).

(Not: Bu “GAMER” ifadesini biz parantez içine almadık. Genelgenin başında adıyla sanıyla “GAMER” olarak orada duruyor.)

Genelgenin içeriği ise niyeti, kararnamesinden de yönetmeliğinden de daha açık ele veriyor. Meraklısı GAMER’in sitesinden okuyabilir ama biz şu kadarını aktaralım. Genelge diyor ki alışveriş merkezleri, oteller, pansiyonlar dahil olmak üzere vatandaşın yoğun olduğu kapalı ve açık tüm yerlerdeki GSM verileri dahil her türlü veriyi işle ve Bakana bildir.

Bakan Soylu bütün bu verileri GAMER’den ne zaman istiyor? Daha GAMER resmen kurulmadan 3 yıl önce.

Özcesi: GAMER daha (Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle bile olsa) kurulmadan daha 3 yıl öncesinden itibaren Soylu’nun genelgesiyle kurulmuştu. 28 Şubat’ın Batı Çalışma Grubuna benzetmemiz de bundandır. Öyle ya o zaman Çevik Bir “camileri izleyin ve bize bildirin” diyordu, şimdi Soylu “her yeri izleyin ve bana bildirin” diyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
ERSAN ATAR Arşivi
SON YAZILAR