
EVREN AYBARS
Nissan-Honda birleşmesi neden çöktü?
Otomotiv dünyası son yıllarda büyük bir dönüşüm geçiriyor. Elektrikli araçların yükselişi, Çinli üreticilerin agresif büyümesi ve Tesla gibi markaların sektördeki baskın rolü, geleneksel otomobil devlerini zor durumda bırakıyor. Bu satırlarda bu giriş cümlelerini kaçıncı yazışım bilmiyorum. Yakın zamanda Nissan'ın zor durumda oluşu ve Honda ile birleşme yönünde görüşmelere başladığını da yazmıştım. Ancak umut vadeden ve 60 milyar dolar değerindeki bu dev anlaşma daha başlamadan çöktü. Peki, bu birleşme neden başarısız oldu? Nissan şimdi nasıl bir yol izleyecek? Foxconn'un Nissan ile ilgilenmesi ne anlama geliyor?
Birleşmenin temel amacı neydi?
Otomotiv sektöründeki değişimler, büyük üreticileri rekabet avantajlarını gözden geçirmeye zorladı. Nissan ve Honda, hem Çinli üreticilere karşı daha güçlü bir pozisyon almak hem de Ar-Ge ve üretim maliyetlerini paylaşarak kârlılıklarını artırmak için birleşme görüşmelerine başlamıştı. İki Japon devi, elektrikli araçlar (EV) ve otonom sürüş teknolojileri konusunda daha büyük yatırımlar yapabilmek için güçlerini birleştirmek istiyordu.
Bunun yanı sıra dünya genelinde uygulanan karbon salımı kısıtlamaları ve çevreci düzenlemeler, fosil yakıtlı motor üreticilerini baskı altına aldı. Nissan ve Honda'nın bu baskılara daha iyi karşılık vermek ve global pazarda daha güçlü bir oyuncu olmak için birleşme fikrini değerlendirdiği belirtilmişti. Ancak hesapta olmayan faktörler devreye girdi ve süreç beklenmedik şekilde sona erdi.
Neden çöktü? Nissan ve Honda arasında neler yaşandı?
Birleşme görüşmelerinin başarısız olmasının birkaç temel nedeni bulunuyor. Öncelikle, iki şirket arasındaki güç dengesi sorunu önemli bir engel teşkil etti. Honda, birleşmenin ardından daha baskın bir konumda olmak istiyordu ve Nissan'ın operasyonlarını kendi kontrolü altına almayı önerdi. Ancak Nissan için bu durum kabul edilemez olarak değerlendirildi.
Nissan, Renault ile uzun yıllardır sürdürdüğü ortaklık nedeniyle zaten birçok yapısal zorlukla mücadele ediyordu. Bu bağlamda, Honda'nın şartları Nissan için bir yan kuruluş gibi hareket etmek anlamına geliyordu ki bu, Japon otomotiv devinin tarihinde benzeri görülmemiş bir güç kaybına yol açabilirdi. Nissan yöneticileri, markalarının bağımsız kimliğini ve operasyonel kontrolünü kaybetme riski nedeniyle bu birleşmeye sıcak bakmadı.
Bunun yanında Honda birleşme sonrası daha derin iş gücü kesintileri ve fabrika kapatmalarını savunuyordu. Nissan ise, özellikle Japon hükümetinden gelebilecek siyasi tepkileri ve iş gücünü kaybetme riskini göz önünde bulundurarak, bu önerilere mesafeli yaklaştı. Sonuç olarak, taraflar arasında bir uzlaşma sağlanamayınca birleşme süreci durduruldu.
Foxconn sahneye çıkıyor: Nissan için yeni bir fırsat mı?
Birleşmenin iptal edilmesinin ardından Nissan yeni iş birliği fırsatlarını değerlendirmeye başladı. Bu noktada, Tayvanlı teknoloji devi Foxconn'un Nissan ile ilgilendiği haberleri ortaya çıktı. Foxconn, akıllı telefon ve elektronik üretimindeki gücünü otomotiv sektörüne taşımak istiyor ve bu bağlamda Nissan ile bir ortaklık kurma fikri öne çıktı.
Foxconn Yönetim Kurulu Başkanı Young Liu, yaptığı açıklamada Nissan'ı satın almak gibi bir niyetleri olmadığını, ancak iki şirketin stratejik bir iş birliği yapabileceğini belirtti. Liu, Foxconn'un gerekirse Nissan'da hisse almayı düşünebileceğini ancak esas amaçlarının otomotiv üretim sürecinde birlikte çalışmak olduğunu vurguladı.
Bu gelişmeler, Foxconn'un küresel otomotiv sektöründeki rolünü artırmak istediğini gösteriyor. Şirket, geçtiğimiz yıllarda EV üretimi konusunda büyük adımlar atmış ve Apple'ın sonradan iptal edilen otomobil projesine destek vermesiyle dikkat çekmişti. Nissan ile yapılacak olası bir ortaklık, Foxconn'un otomotiv pazarındaki etkisini artırırken, Nissan'a da üretim maliyetlerini düşürme ve yeni teknolojiler konusunda avantaj sağlayabilir. Özellikle araçların "Software Defined Vehicles" yani Yazılım Tanımlı (veya Yazılım Temelli) Araçlar olarak adlandırılmaya başlandığı günümüzde Foxconn gibi elektronik ve yazılım uzmanlığına sahip bir firmayla yapılacak olası bir işbirliğinin mutlaka faydası olacaktır.
Nissan için gelecek ne getirecek?
Nissan, birleşme görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, şimdi daha bağımsız bir strateji izlemek zorunda. Elektrikli araçlara yönelik yatırımlarını hızlandırırken, aynı zamanda global pazardaki rekabet gücünü artıracak yeni iş birlikleri geliştirmesi gerekiyor. Foxconn ile potansiyel bir ortaklık, bu süreçte önemli bir rol oynayabilir.
Ancak Nissan'ın geleceği hala belirsizliğini koruyor. Şirketin Renault ile olan ortaklığının nasıl şekilleneceği ve Foxconn ile gerçekten bir anlaşmaya varıp varamayacağı büyük soru işaretleri arasında yer alıyor.
Sonuç olarak, Nissan ve Honda'nın birleşme girişimi, otomotiv sektöründeki dönüşümün ne kadar karmaşık ve zorlu olduğunu gösterdi. Ancak Foxconn gibi teknoloji devleriyle kurulacak yeni ortaklıklar, sektörde beklenmedik sinerjilere yol açabilir. Nissan'ın bundan sonra atacağı adımlar, yalnızca kendi kaderini değil, aynı zamanda küresel otomotiv endüstrisinin de yönünü belirleyecek gibi görünüyor. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde Nissan ve Foxconn arasındaki görüşmelerin nasıl ilerleyeceğini dikkatle takip etmek gerekecek.