TEZCAN KARAKUŞ CANDAN
Sakarya’nın kentsel çığlığı
Ankara’da Sakarya Caddesi’ni ve kesen sokaklarını bilmeyen yoktur. Geçtiğimiz hafta Sakarya esnafından 40-50 kişilik bir grup, Sakarya’da yarım asırdır hizmet veren Ayaküstü’nü bastı ve sahibini tartakladı. Gerekçe ucuz alkollü içecek satmasıydı. Gündüz nüfusunun iki buçuk milyon olduğu Kızılay kent merkezinde Sakarya bölgesinde gerçekleşen bu baskının anlamı, kentsel mekânların giderek mafyatik ilişkilerin hegemonyasına teslim edileceğinin göstergesiydi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında sosyal buluşma ve eğlence mekânları Ulus bölgesinde yoğunlaşır. TBMM, Şehir Bahçesi, Anafartalar ve Posta Caddesi’nde akan gündelik ve siyasal yaşamın buluşma alanları haline gelen, pastaneler, lokantalar, gece kulüpleri, gazinolar, dönemin entelektüel tartışmalarının, üretim mekânları haline gelir. 1932 Jansen Planı Yenişehir’e doğru gelişen kent ile Cumhuriyet’in temsil aksı olan Ulus’tan Çankaya’ya kadar uzanan Atatürk Bulvarı, Bulvar üzerindeki meydanlar, parklar, sinemalar, kafeler, lokantalar, heykeller yeni toplumun inşasının mekânsal buluşma noktaları olarak öne çıkar.
Sosyal merkezlerin dönüşümü, üretimin toplusallaşmasının tüketimi
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından sonra sosyal ve entelektüel üretim mekânları siyasal İslam ideolojisinin baskısıyla dönüşmeye başlar. Mekânların kapanması, bakımsızlık, yıkımlar ile sosyal merkezler, bellek mekânlar çöküntü alanına suç mekânlarına dönüşür. Mekanlar ya yıkılır, ya kapanır, yada baskıcı yaşam tarzının mekansal inşasına sahne olur. Milka Pastanesi, Bulvar Palas, Ankara Muhallebicisi, Körfez Lokantası, Merkez Lokantası, Gar Gazinosu, Baraj Gazinosu, bu yok etme sürecinden nasibini alır. Sakarya Caddesi ve çevresinde ki barlar, kafeler niteliğini kaybeder ve bir üretim ortamından tüketim aracına dönüşür. Kızılay kent merkezi, kapanan sinemaları, kitapevleri, yok edilen meydanları ve sosyal yaşamı ile bir geçiş sathına dönüşür. Saraçoğlu Mahallesi başta olmak üzere, kent merkezinde ki konut dokusunun yok edilmesi ile bu kez de kentsel güvenlik sorunu yaşanmaya başlanır. Kent merkezi gündüz ve gece kullanıcıları farklılaşan ikili bir yapıya dönüşür. Eğlence, kültürel ve sosyal buluşma alanlarının dönüşümü tahripkar şekilde kentin ve kentlilerin belleğine hükmeder. Asıl tahrip edilmek istenen ise, sosyal merkezlerin yarattığı kültürel ve entelektüel üretimdir.
Kent Merkezinde farklı kesimlerin bir aradalığının buluşma ve üretim merkezi olan Sakarya yaya bölgesi sosyal merkez niteliğinin son kırıntılarını yaşar. Eğlence merkezleri, Kavaklıdere, Gaziosmanpaşa bölgesi ve yeni gelişme aksı olan Çayyolu bölgesine doğru taşınır. Orta ve üst gelir gruplarına hitabeden eğlence mekânları, tüketim odaklı 42 alışveriş merkezi ve çevresine hapsedilir. Ankara’da bu tahripkâr kentsel ve ideolojik olarak yaşam tarzına müdahale, kentsel ayrışmayı, derinleştirir. Böylece 21.yüzyıl Türkiye’sinin başkentinde sosyal buluşma ortamları yerini kentsel yabancılaşmaya ve ayrışmaya bırakan AVM’lere yenik düşer. Sakarya Caddesi’de bu tahribattan payını alır.
Sakarya’dan Kurtuluş’a…
Sakarya Caddesi 1932 yılında Herman Jansen tarafından Ankara planında, Atatürk Bulvarı’nda bulunan Kızılay binasından başlayan (şimdi Kızılay AVM’nin olduğu yer) Kurtuluş Parkı’na kadar uzanan yaya aksı olarak planlanır. Sakarya Caddesi adını “Sakarya Meydan Muhaberesi”nden alır. Mithatpaşa Caddesi (ilk planlamada caddenin ismi Lozan görüşmelerini yürüten İsmet Paşa’nın adı verilmiştir) ile kesiştiği köşede Lozan Meydanı oluşur. Kare formunda tasarlanan Lozan Meydanı kurtuluşa doğru giden aksta, Cumhuriyetin ideolojisini mekâna yansıtır. Lozan Meydanı’nı geçtikten sonra Kurtuluş Parkı’na kadar uzanan yaya aksı, diğer yaya aksı olarak planlanan Yüksel Caddesi’ne paraleldir. Sakarya Caddesi ve Yüksel Caddesi ile çevrelenmiş, Ziya Gökalp Caddesi (eski Kazım Paşa Caddesi) kentin merkezinde sosyal hayatın aktığı buluşma ortamı olarak işlevlenir.
Atatürk Bulvarı’ndan girişte Soysal Han, hemen yanında 1936 yılında mimar Mehmet Ali tarafından tasarlanmış, tabelalar arasında görünmeyen Reşat Paşakay Apartmanı, Göksu Lokantası, Körfez Lokantası, Yeni Sahne, Ankara Sanat Tiyatrosu’nun ve TRT’nin varlığı ile entelektüel ve yeni şehrin modern yaşantısının sosyal buluşma ve entelektüel üretim mekanı haline gelir. 1970 li yıllarda, Sakarya Caddesi’ni kesen Selanik Caddesi, İnkılâp Sokak, Bayındır Sokak’ta yayalaştırılarak, Sakarya Caddesi yaya bölgesi olarak anılmaya başlar. 1979 yılında sanatçı, heykeltraş Burhan Alkar’ın Barış Heykeli yerleştirilir. Danimarkalı heykeltıraş Sørensen’un Taş Ankara Heykeli 1992 yılında Sakarya’yı zenginleştirir. Sakarya Caddesi ile Bayındır Sokak kesişiminde bir türlü kendisini gösteremeyen duvar rölyefi ile Sakarya Meydanı kentsel sanatla bütünleşir. Öğrencilerin, işçilerin, kamu çalışanlarının, kadınların demokratik hak arama mücadelesinin de savaşımının verildiği demokratik merkez konumuna ulaşır.
Sakarya can çekişiyor…
Kent merkezinde fikri üretimi ile yaşayanları ve mekân kullanıcıları ile Ankara’nın aydınlanma, karşılaşma ve bir dönemin güvenli bölgesi haline gelen Sakarya can çekişiyor. Mekânında aydınları ağırlayan Körfez Lokantası, nam-ı diğer Eşref Özand Evi 2002 yılında yıkılır. Yerine Çankaya Nüfus Müdürlüğü’nün olduğu bina yapılır. Türkiye Ormancılar Derneği binasında bulunan Yeni Sahne, Ormancılar Derneği’nin yık yap kültürüne teslim edilerek 2006 yılında kapatılır. TRT taşınır. Körfez Lokantası’nın yanında yer alan Göksu Lokantası, Nenehatun Caddesi’ndeki yeni yerinde hizmet vermeye başlar. Bir yanında, İş Bankası, Çankaya Belediyesi, Çankaya Nüfus Müdürlüğü, Türk-İş, İş Bankası gibi kamusal kuruluşlarında yer aldığı Sakarya Caddesi yerel yönetimlerin bütünden uzak parçacıl düzenleme müdahaleleri ve ilgisizliği ile kaderine terk edilir. Çiçekçilerle büfelerle, tüm nefes girişleri tıkanır. Lozan Meydanı’nın bağrına saplanan bakımsız, kullanılmayan üst geçit Lozan Meydanı’nı görünmez hissedilmez hale getirir.
Bina cephelerinin bakımsızlığı, tabela kirliliği, üst örtülerin çeşitliliği, nitelikli mekân üretiminden uzak düzenlemeler ile barları, kafeleri, gün ortasında ucuz içki nedeni ile esnafın, esnafı bastığı, Sakarya bölgesi yerel yöneticilere sinyal veriyor. Toplumsal belleğini yitirmemek, kentsel aklını kaybetmemek için çığlık atıyor.
Mekân kolektif olarak yaratılan değerleri ve toplumsal belleği gelecek kuşaklara ileten bir aktarım aracıdır. Sakarya Caddesi’nde ya o belleği koruyarak yaratılan ortak değerlerin mekânlarını koruyacağız, ya da bellek haklarımızın ihlal edilmesine seyirci olacağız. Ya iradi müdahalede bulunarak bütüncül bir şekilde, katılımcı bir süreçle mekâna yeniden hak ettiği değeri vereceğiz, ya da kentsel mekânı mafyatik ilişkilere terk edeceğiz.
Cumhuriyet’in planlı Ankara’sının kent merkezinde ki en önemli yaya bölgesi olan Sakarya Caddesi ve yaya bölgesi Kurtuluş’a giden, Lozan Meydanı’nda nefeslenen bir kentsel yaşam aksıdır. Çankaya Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi, Sakarya’nın tükenmekte olan kentsel çığlığını duyuyor mu?