TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

Saray ne mi olsun?

Atatürk Orman Çiftliği’nde Atatürk’ün şartlı bağışı ve vasiyetine, hukuka aykırı olarak yapılan “kaçak saray” seçim sürecine giderken bir kez daha siyasetin ve kamuoyunun gündeminde…

Altılı masanın ortak politikalar metninde Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya Köşkü’ne taşınacağı vaadi, salonda en çok alkışı alan vaatlerdendi. Bu vaatle birlikte, pek çok kez iktidar değişince “saray ne olacak?” tartışması yeniden alevlendi. Üniversite olmasından, müze olmasına, kadın örgütlerine verilmesine kadar onlarca fikir kamuoyunun gündemine atılıyor. Televizyonlarda “saray ne olsun?” programları yapılıyor. Köşe yazılarına konu ediliyor.

Atatürk Orman Çiftliği mücadelesi her boyutu ile örnek bir deneyim

Atatürk Orman Çiftliği mücadelesini yürüten birincil taraflardan, “Kaçak Saray” kitabının yazarlarından ve Kaçak Saray mücadelesi nedeniyle, Cumhurbaşkanı’na hakaret ve tazminattan yargılanan, İçişleri Bakanlığı tarafından pek çok soruşturma geçiren birisi olarak, hem bana hem de başkanı olduğum Mimarlar Odası Ankara Şubesi’ne çok sayıda soru geliyor.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin, birçok kurumun sessizliğini koruduğu bir dönemde, yürüttüğü ve yürütmekte olduğu Atatürk Orman Çiftliği ve Kaçak Saray mücadelesi, hiç gündemden düşmeyen, siyasete yönelim belirleyen bir başarı hikâyesinin kendisini ifade ediyor. AKP iktidarına karşı verilecek mücadele yönteminin ipuçlarını, kararlılığını, yaratıcı yöntemleri içerisinde barındırıyor. Bu nedenle saray ne olsun tartışmalarının ana kaynağını Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin verdiği mücadele oluşturuyor.

Saray ne olsun tartışması aslında vefa, hukuk, ekonomi, demokrasi ve siyaseti de içerisine alan bir gelecek tartışmasıdır. Bu gelecek tartışmasının nasıl yürütülmesi gerekliliğini bir kez daha Atatürk Orman Çiftliği’nde Saray nedir, neyin temsilidir? diyerek hatırlamakta fayda var.

Cumhuriyet ideolojisinin tohumlandığı yer Atatürk Orman Çiftliği

Atatürk Orman Çiftliği 1,5 yaşında olan Cumhuriyet’in kurucu değerlerinin devrimci mekânı olarak planlanmış bir Cumhuriyet projesi. Salt bir tarımsal üretim çiftliği değil. Modern laik bir yaşam tarzının kamucu bir yaklaşımın, özgürlükçü, demokratik ve bilimsel olarak, kolektif üretim ve paylaşım alanı. Barınmanın, gıdanın, istihdamın, bilimin, devletçi bakış açısının, toplumsal cinsiyet eşitliğinin, kültürün sanatın örselendiği hatta yok edildiği bir dönemde, geleceğin Türkiye’sine dair öncü kavramsallığı içerisinde barındırıyor. Yani Cumhuriyet ideolojisinin tohumlandığı yer. Köy Enstitüleri daha kurulmamışken, yaşayarak, dokunarak hissederek öğrenilen bir halk üniversitesi. Atatürk Orman Çiftliği ulus bellek alanı, mekân ve ideolojinin güçlü temsili. Ülkenin kurucusu Atatürk’ün 11 Haziran 1937’de şartlı bağışı ile aynı zamanda bir vakfetme, vefa ve saygı mekânı.

Hukukun üstünlüğünün ihlal edildiği an

Atatürk Orman Çiftliği’nde 28 Şubat tarihli protokol ile Başbakanlık Hizmet Binası yapılmasının adımları atılır. TMMOB’a bağlı meslek örgütlerinin yargıya taşıdığı Atatürk Orman Çiftliği Koruma Amaçlı İmar Planları’nın yargı süreci devam ederken, gizli saklı bir şekilde 2012 yılında yapının inşasına başlanır. TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin Google Earth’den görüntü satın alınmasıyla ortaya çıkan inşaat sürecine yönelik, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin sekreteryasını ve sözcülüğünü yürüttüğü Başkent Dayanışması onlarca yaratıcı eylem yapar.

2014 yılında yargı, sarayın dayanak aldığı planların yürütmesini durdurur. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “Mahkeme kararına uymayacağım, binayı bitirip içine de girip oturacağım, güçleri yetiyorsa gelsin yıksınlar” diyerek hukukun üstünlüğünün, üstünlerin hukuku olduğunu ilan eder.

ekran-resmi-2023-02-05-12-10-45.png

Kaçak Saray davası AİHM’de

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, Başbakanlık Hizmet Binası olarak başlayan yapı Cumhurbaşkanlığı binası olur. Mekânın kişiye özel kullanımı böylece belirlenir. Beyaz Saray’dan esinlenilerek önceleri ak saray sonra yargı sürecinden sonra Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin isimlendirmesi ile Kaçak Saray olarak anılır. Kaçak Saray’ın yeri, yapım süreci, kullanılan malzemeleri, maliyetleri, işletim giderleri, ısıtma giderleri, elektriği, suyu, doğalgazı, mobilyaları, oda sayısı gündeme taşınır. Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve başkanı, hukuk kararlarına uyulmaması sürecini önce Anayasa Mahkemesi’ne sonrada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşır.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği ve Kaçak Saray sürecine dair 350 hukuksal süreçle mücadeleye devam ediyor. Atatürk Orman Çiftliği mücadelesini ve belgelerini web sayfası ile herkesle paylaşıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde iktidarın yargılama süreci başladı. AİHM’e savunma veren hükümetin savunmasına karşı Mimarlar Odası’nın savunması 16 Ocak 2023 tarihinde AİHM’e iletildi.

İlke kararları iptal, yapı kaçaklığını sürdürüyor.

Sarayın yapılmasını yasallaştırmak için, tarihi sit alanlarında ‘resmi kurum yapısı yapılabilir’ diyen 271 sayılı ilke kararı yargı tarafından iptal edildi. Onun yerine “kamu kurumu yapılır ibaresi” ile 1700 sayılı ilke kararı yayınlandı. 1700 sayılı ilke kararı da Mimarlar Odası tarafından yargıya taşındı ve iptal edildi. İlke kararlarının iptalleri ile tamamen kaçak hale gelen yapının kaçaklığı ortada iken, ne olması tartışması demokrasimizin, hukuk anlayışımızın nasıl olması gerektiğine dair ipuçlarını da içerisinde barındırıyor.

“Yanlış yerde doğru mekân, Cumhuriyet rejiminde saray olmaz.”

Kaçak Saray kitabında “Yanlış yerde doğru mekân, Cumhuriyet rejiminde saray olmaz.” ifadesi ile rejime karşı yapılan bu yapının ve Atatürk Orman Çiftliği talanının, ideolojisi detaylıca anlatılıyor. Kaçak Saray, Cumhuriyet rejimini karşısına alan, hukuksuzlukla, üstünlerin hukukunun temsil mekânı olarak inşa edilmiş, meşruiyetini bulamamış bir yapı.

2015 Yılında Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Kaçak Sarayı’da içerisine alan Atatürk Orman Çiftliği Kent Düşleri Proje Fikir yarışmasını uluslararası ölçekte gerçekleştirmiş ve geleceğine dair fikirleri yarışma yoluyla elde etmeye çalışmıştı. Onlarca fikrin yarıştığı süreçte jüri hiçbir projeyi birinciliğe layık görmedi. Bunun arkasında yatan gerçek Atatürk Orman Çiftliği’nin anlam değeri ile Kaçak Sarayın o değeri nasıl harcadığının ifadesi idi.

Başka örneği yok

Atatürk Orman Çiftliği mücadelesi ve Kaçak Saray süreci siyasete ‘saray rejimi’ diye kavramsallaştıran bir süreci ortaya çıkarttı. 7 haziran 2015 seçimlerinde iktidara oy kaybettiren konular arasında dördüncü sıraya girdi. İdeoloji ve mekân bağlantısını bilince çıkartan bir aydınlatma yaşattı. Yapımı engellenemedi ama toplum nezdinde meşruiyetini de sağlayamadı. Temel atma töreni ve açılış töreni yapılamadı. Hukuksuzluğu, rejime karşıtlığı, bütçesi ile Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana, rejimi karşısına alan böyle bir yapının eylemin , başka bir örneği daha yok.

Nasıl bir demokrasi istediğimizin, nasıl bir hukuk inşa edeceğimizin turnosolu

Saray ne olsun tartışması, bu nedenle aslında tamda demokrasinin nasıl inşa edileceği sorusu ile bağlantılı. Sarayın ne olduğu, neyi temsil ettiği ortada, ne olması tartışması ise Cumhurbaşkanlığı’nın ait olduğu yere, Çankaya Köşkü’ne taşındığında, nasıl bir demokrasi istediğimizin, nasıl bir hukuk inşa edeceğimizin turnosolu olacak. Ve bu kıymetli tartışma sürecinin kararını, tüm Türkiye’nin katılımcı olduğu, meydanlarda, mahallelerde, evlerde, TBMM’de tartışıldığı, herkesin özne olduğu katılımcı süreçle verilmesi, Cumhuriyet’e en yakışanı olacak. İşte o sürecin kendisi Cumhuriyet’in demokrasi ile taçlandığı gün olacak.

Sarayın ne olduğunu biliyoruz, ne olacağını da Atatürk söylemiş zaten. Şimdi Atatürk’ün şahsi mal varlığı iken nasıl kullanılacağını, şartlı bağışında vasiyet eden ülkenin kurucusunun, sözünün üstüne, bize ne söylemek düşer. Vasiyetine, şartlı bağışına saygı duymak, hepimizin sorumluluğu. Şimdi siz söyleyin, saray ne mi olsun?

Önceki ve Sonraki Yazılar
TEZCAN KARAKUŞ CANDAN Arşivi
SON YAZILAR