Truva Atlı Börek

Bu hafta ne yazacağım konusunda yine kafam çok karışık. Her an artan fiyatlar varken gidip Café de Paris soslu bonfile yazsak sokakta dayak yermişiz gibi geliyor bana. Zaten bonfilenin kilosu yer yer 300 lirayı görmüş, alsan alınmaz bir halde.

Hatta cuma günü şahsi İnstagram hesabımdan da sordum size ne yazayım bu hafta diye. Gelen cevaplardan bazıları çok iyiydi, örneğin sığınmacıları yazmamı istedi eski bir arkadaş, abi o benim konum hiç değil, bir arkadaşım insanların üslupları hakkında yazmamı önermiş, o topa girsek nasıl çıkarız hiç bilemedim, liseden bir arkadaşım Borç çorbası demiş, aman abi şu konjonktürde başımı derde sokar falan derken, bu haftanın konusunu az önce eşimin verdiği ipucuyla yakaladım.

Çocuk büyütmek zor zanaat, onu mutlu etmek, seveceği etkinlikler bulmak, iyi ve dengeli beslenmesini sağlamak, iyi bir eğitim almasını sağlamak derken insan sürekli düşünüyor. Benim için de elbette öyle, inanın hayatımda her alanda yaratıcılığımı körükleyen bir şey baba olmak. Yazı alanım yemek ve gastronomi olduğuna göre de, özellikle az önce söylediğim üzere işin dengeli beslenme boyutu üzerinde bir kaç fikir önereceğim sizlere.

Oğlum şu anda 6 buçuk yaş civarında. Bir çok yaşıtı gibi yemek seçme huyu var, örneğin sebzelerle, özellikle de yeşillerle çoğu durumda arası biraz mesafeli. Ben de ona özellikle ıspanak gibi bir şeyler yedirmek için annemin zamanında bana uyguladığı taktiği uyguluyorum: Truva atı. Yani tam olarak bir Truva atı mıdır tartışılabilir elbette ama, çok sevdiği yemekleri normalde yemediği yiyeceklerle takviye ediyorum işte.

Burada genellikle en çok işime yarayan iki yemek, omlet ve börekler. Omleti geçen hafta anlattım, gerçi bu taktikle yaptığım omlet o değil, onu da yakında bir anlatırım ama börek konusunda biraz taktik vermek mümkün.

Çoğu çocuk böreğe hayır demiyor, en azından benim gözlemim öyle. Kendi adıma konuşursam, çocukluğumun gerçekten karanlık bir döneminde annem misafir geldiğinde iki tepsi börek yapardı ki, birini ben gömüp doyabileyim, ikinci tepsi de misafire yetsin. Oğlum da börek söz konusu olduğunda genellikle oldukça iştahlı oluyor. Ben de o sayede ona en azından biraz olsun yemediği sebzeleri yedirebiliyorum. Bugün size o şekilde hazırladığım bir sigara böreği tarifini anlatayım. Aynı iç hazırlığını her türlü börek içerisinde de değerlendirebilirsiniz elbette.

Malzemeler (3-4 kişilik)

-3 adet yufka

-250 gr ıspanak ya da karışık Ege otları

-1 ufak soğan

-1 diş sarımsak

-2 çorba kaşığı zeytinyağı

-100 gr lor peyniri

-kuru fesleğen, kuru kekik, kuru biberiye vb baharatlar, tuz, karabiber

-kızartmalık yağ

Önce soğanı ince küpler halinde doğrayın. Zeytinyağını tavada ısıtıp içerisine soğanı koyun. Ara sıra çevirerek pişirmeye başlayın. Soğanlar biraz renk almaya başladığında iyice yıkayıp kuruttuğunuz ıspanak veya otlarınızı tavaya alın (donmuş ıspanakla da yapabilirsiniz elbette, gayet kolay ve lezzetli oluyor öyle de). 1-2 dakika soteledikten sonra içerisine sarımsağı rendeleyin, tuz ve karabiber ekleyin, sotelemeye devam edin. Elinizde varsa kuru ot baharatlarından da birkaç fiske ekleyebilirsiniz, ayrı bir lezzet katmış olursunuz içe. Yeşiller iyice pişip yumuşadığında ateşi kapatın ve geniş bir tabakta malzemeleri soğumaya bırakın. Elinizin yanmayacağı kadar soğuduğunda bir kesme tahtası üzerinde malzemeleri bir bıçakla biraz kıyın (ben oğlum uzun ot parçalarını sevmediği için oldukça inceltiyorum). Lor peynirinin üzerine alın ve iyice karıştırın.

Yufkaları 8'er adet üçgen olacak şekilde kesin. Her bir yufkanın üzerine bir çorba kaşığı kadar içi bir parmak kalınlığında yayıp (benim gibi bazı rakamsal takıntıları olan biriyseniz, toplam iç ağırlığını yufka adedine bölüp, örneğin 24 tane börek için lor miktarını toplam malzemeyi 480 gram yapacak kadar ayarlayıp her böreğe tartarak tam 20'şer gram iç koyabilirsiniz ama niye bunu kendinize yapasınız ki???) böreklerin kenarlarında kalan fazlaları içe katlayıp, malzemeyi taşırmadan sıkıca sarıp uçlarını da suya batırıp yapıştırın.

Tüm börekler sarıldığında 1 su bardağı kadar kızartmalık yağı tavada ısıtın, yüksek sıcaklıkta böreklerinizi altın sarısı renk alana kadar güzelce pişirin, piştikten sonra kağıt havlu koyduğunuz bir tabakta fazla yağını alın. Bir kaç dakika soğuduktan sonra da afiyetle yiyin.

Bu haftalık bu kadar, keyifli bir pazar günü dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
EVREN AYBARS Arşivi
SON YAZILAR