TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

Anıt-Kabir: “Bir ulu siluet”

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN


Ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün ardından naaşı kurtuluşun ve kuruluşun kenti Ankara’ya getirilerek, geçici olarak Etnografya Müzesi’ne konulur. Ankara’da Atatürk için Anıt-Kabir yapılacaktır. Anıt-Kabir’in yerinin belirlenmesi için 6 Aralık 1938 yılında TBMM’de bir komisyon kurulur. Komisyon yedi ay içerisinde çalışmalarını tamamlar.

Cumhuriyet Halk Partisi Komisyonu hazırladığı raporunda “Gazi Orman Çiftliği’ne giderken yolun sol tarafında kalan askeri rasadatı havaiye binasının bulunduğu 906 rakımlı büyük ve geniş tepeli yer gezildi. Bu rasat tepesidir ki Ankara’nın her noktasına karşı geniş bir görüş hâkimiyetini taşımaktadır ve şehrin her semtinden tam ve kâmil olarak görünür. Tepeye çıkılıp Ankara’ya bakılınca bir ucu Dikmen, diğer bir ucu da Etlik Bağları olmak üzere nihayetlenen sevimli bir hilalin tam ortasına düşen bir yıldız üzerinde bulunduğu vehleten his ve müşahede olunur. ” ifadeleri ile rasathanenin bulunduğu Rasattepe’nin Anıt-Kabir için yer seçimi açısından uygunluğunu belirtmişlerdir.

Atatürk’ün Çankaya’sı

Atatürk’ün ebedi istirahatgâhı Çankaya olacaktır. Çankaya fikrinde ısrar eden komisyon üyeleri Atatürk’ün Çankaya ile bağını raporda şöyle anlatırlar. “Atatürk, bütün hayatında Çankaya’dan ayrılmamıştır. Çankaya Şehrin her tarafına hakimdir ve Milli Mücadele, Devletin kuruluşu ve inkılaplarımızın hatıralarına ayrılmaz bir surette bağlıdır. En muhteşem abideler inşasına müsaittir. Hülasa maddi, manevi bütün şartları haizdir. Atatürk’ü ölümünden sonra, Çankaya’dan ayırmayı haklı gösterecek hiçbir sebep bulamadık. Onun için bizler Çankaya fikrinde ısrar ediyoruz.” Bu satırları rapor eden üyeler Falih Rıfkı Atay, Ferit Güven, Salah Cimcöz’den oluşur.

Anıtkabir için dünyaya çağrı

Dünyaya mal olmuş büyük kahraman için yapılacak anıtın, en güzel şekilde yapılması için (hususi pasaportum iptal edildiği için Türkiye delegesi olarak seçimli kongresine katılamadığım) Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) ile bağlantıya geçilir. Anıt bütün dünya sanatkârlarının katılacağı Mustafa Kemal Atatürk’ün yaratıcılığının, yüceliğinin güç ve yeteneklerinin ve halkının ona saygısının en yüksek şekilde temsil edileceği uluslararası bir mimari proje yarışması ile elde edilecektir. Eserleri seçecek jüri üyeleri Saraçoğlu Mahallesi’nin mimarı olan Paul Bonatz, İvan Tenghom, Karoly Wickinger, Arif Hikmet Holtay, Muammer Çavuşoğlu, Muhlis Sertel’den oluşur. Anıtkabir Yarışması 1 Mart 1941 yılında ilan edilir, 1942 yılında tamamlanır. Yarışmaya Türkiye, Almanya, Fransa, İsviçre, Çekoslovakya, Avusturya, İtalya olmak üzere 49 proje katılır. Bu eserler içerisinde Emin Onat ve Orhan Arda’nın eseri birinci seçilir. Jüri tarafından öngörülen düzeltmeler ve öneriler tamamlanır ve Anıtkabir’in inşaatı 9 Ekim 1943 yılında temel atma töreni ile başlar. İnşaat dört aşamada 9 yıl sürer ve 1 Eylül 1953 yılında Anıtkabir inşaatı tamamlanır.

Ataya saygı mekânda başlar

Anıtkabir’de Tören Meydanı’na giderken Aslanlı Yolun başına ulaşmak için 26 merdiven basamağı çıkarsınız. Bu 26 merdiven 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz’u simgeler. Aslanlı Yol’un başında sağlı ve sollu Hürriyet ve İstiklal Kuleleri karşılar sizi. Hürriyet ve İstiklal kulelerinde karşılıklı olarak 3 erkek ve 3 kadın heykelleri bulunur. Heykellerin boylarının aynı olması kadın ve erkek eşitliğini anlatır. Heykellerin tasarımı heykeltıraş Hüseyin Anka’dır. Hürriyet Kulesi’nin içerisinde melek ve at figüründen oluşan ve hürriyeti temsil eden kabartma ile İstiklal Kulesi’nde elinde kılıç tutan gençle kartal kabartmaları ile istiklali temsil eden eserler Prof Dr. Zühtü Müridoğlu tarafından yapılmıştır.

Aslanlı yol üzerinde bulunan Hititlerin aslan formuna göre yapılmış 24 adet aslan heykeli 24 Oğuz Türk Boyu’nu temsil eder. Aslanlı yolun iki yanı ağaçlarla tanımlanmıştır. Aslanlı Yol’da ağaçların arasından yürürken başınızı kaldıramazsanız. Aslanlı Yol’daki aralarından çimenlerin çıktığı taşların döşemesi yola odaklanmanızı sağlayan bir saygı yürüyüşünün ifadesini yaşatır. Ağaçların arasından Aslanlı Yol’dan sizi karşılayacak olan tören meydanı ve muhteşem mozoleye saygı hazırlığı yürüyüşüdür bu aynı zamanda. Aslanlı Yol’un sonunda tören meydanına girmeden sağda Mehmetçik Kulesi solda Müdafa-i Hukuk Kulesi karşılar sizi. Mehmetçik Kulesi üzerindeki, Mehmetçik kabartması Zühtü Müridoğlu’na, Müdafai-Hukuk Kulesi üzerinde elinde kılıcı ile Cumhuriyeti simgeleyen ağacı koruyan genç kabartması ise heykeltıraş Nusret Suman’a aittir. Zafer Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misakı Milli Kulesi, İnkılâp Kulesi ve Cumhuriyet Kulesi heykelleri ve üzerindeki kabartmalar Atatürk İlkelerini, Kurtuluş Savaşı’nı yani bir Cumhuriyet hikâyesini anlatır bize.

anıtkabir .jpg

Tören alanından merdivenlerle mozoleye doğru çıkarken sağda Sakarya Meydan Savaşı’nı anlatan kabartma sanat eserleri, - Gökçek döneminde Seğmenler Parkı’ndan bir gece çalınan ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve sanatçıların topladığı bağışlarla aynısı yeniden yaptırılan eserin sanatçısı- İlhan Koman’a aittir. Solda bulunan ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni anlatan eser ise Zühtü Müridoğlu imzasını taşır.

Merdivenlerden ağır ağır Mozoleye çıkarken arkanızda Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı İsmet İnönü’nün mezarı sizi takiptedir, her zaman olduğu gibi Atası’na saygıda tetiktedir. Dönüp arkanıza baktığınızda bu kentin nasıl tahrip edildiğini, kent suçlarını görürsünüz. Anıtkabir’i etkileyecek tüm siluetlerin sorumlularının ihaneti gelir aklınıza, öfkelenirsiniz.