KEMAL VURALDOĞAN

KEMAL VURALDOĞAN

Kiracılar mı ahlaksız ev sahipleri mi namussuz(!)

KEMAL VURALDOĞAN


Kabil’in Habil’e hasetini, murdar baltası ile dünyanın ilk cinayetini işleyerek öz kardeşini öldürmesini unuttu yurdum. Gomunistlerle Amerigalıların soğuk muhaberesini bile hatırlayan da kalmadı memlekette. Varsa yoksa kiracı ev sahibi kavgası…

Kavganın yeniden celallendiği 2021 yılında ilk kurşunu, hatırlayabildiğim kadarıyla kendi balkonundan berber kiracısına Bursalı ev sahibi İ.K. sıktı ve berber kiracısını yaraladı… İlk “şehit” ise ev sahibiydi

Sonraki günlerde yaralamalar, balyozla ev yıkmalar, intiharlar, sopalı bıçaklı kavgalar, ev yakmalar, evden kombi tesisat sökmeler, küfürler, tacizler, davalar, icra takipleri aldı başını gitti

Aslında memleketin kiracı ev sahibi kavgası yeni değildir, mazisi vardır. Bilenler bilir, 1955 yılında Menderes döneminde 6570 Sayılı Kanun çıkartılmış, “bitmeyen kavga” kurallara bağlanmış, devlet babamız, “Evlatlarım, biraz soluklanın, derdinizi hakimlere anlatın, hakimlerin önünde uslu uslu didişin.” demiştir.

Vatandaş mı derdini anlatmayı beceremedi, hâkimler mi anlamadı bilinmez, Ak Partimiz 2012 yılında bu kanunu kanunlar mezarlığına defnedip, Türk Borçlar Kanunu kitabının ortalarında bir yerine yeni kuralları yazmış, yaklaşık 9 yıllık bir sulh dönemi yaşanmıştır.

Ak Partimiz 2012 yılında zenginlerimizi de unutmamış, kiracısı tacir, devlet veya dernek, vakıf olan işyerlerinde ne gerek var kanuna, 8 yıl boyunca aranızdaki sözleşmeyi uygulayın demiş, sıcak yaz günlerinde halkımızın AVM’lerde AVM kiracılarının ödediği elektrik faturasıyla serinlemesini sağlamıştır.

O günlerin anısına halkımız yazları hâlâ AVM’lerde ve süpermarketlerde serinlemeye devam etmektedir.

Yine dağıldık sadede gelelim, yıl olmuş 2021, kiracılar ve ev sahipleri kendi mevzilerine çekilmiş, ufak tefek atışmalar, küfürler, noter ihtarları, icra takipleri ve sistemin kaldırabileceği kira davaları ile bitmeyen kavgalarını düşük yoğunluklu bir çatışma ile sürdürmeye devam etmişlerdir.

Kiracı ev sahibi meselesi tarafların bitmeyen kavgası, ezeli kan davası zannedilse de suyu bulandıran aslında bir türlü sosyal olamayan, bir türlü adil olamayan devlettir…

İşte o devleti yönetenler 2021 yılında oylarının düştüğünü görünce bu memlekete biraz dolar lazım diyerekten Eylül 2021’de doların ipini serbest bırakmış, Anadolu’da Benjamin Bey namıyla bilinen Amerikan Doları 8 Türk lirası gücünden 18 Türk Lirası gücüne 3-5 günde çıkmış, KKM yani kur korumalı mevduat, Çin Modeli, Yeni Türkiye Modeli gibi tiyatrolar ertesinde devleti yönetenlerimizin enflasyonun ipini de serbest bırakmasıyla evlerin, arabaların, bilumum malların fiyatı patlamıştır…. Yıl 2023 olmuşsa da patlamalar devam etmektedir.

Eylül 2021’de ipi serbest bırakılan enflasyon kuduz köpek gibi yakaladığını ısırmış, her kuduz köpeğin yaptığı gibi mesaisinin ekseriyetini fakir mahallelerinde geçirmiş, fakiri daha fakir, zengini daha zengin yapmıştır. Bakmayın kuduz köpek dediğime, ipi tutan da ipi serbest bırakılan da insan eseridir…

Devletimizi yönetenler ise işsiz adam bize hayatta oy vermez ama iş olan adam borçlu da olsa, fakir de olsa bir umut oy vermeye devam eder dediği için işsizliği göze alarak enflasyon ile bilerek mücadele etmemiş, kendi ellerinde büyüttükleri enflasyonu kuduz köpek gibi sokağa salmıştır.

Ev sahibine sorsan, “Benim malımın değeri bilmem kaç kat artmış, kiracı malımın ortağı mı bedavaya oturuyor?” demektedir ve de haklıdır.

Kiracıya sorsan, “Senin malının değeri arttı, pazarın, marketin fiyatı arttı, elektrik, su doğalgaz arttı ama benim gibi dar gelirlinin maaşı o kadar artmadı. Ben böyle feleğin…” demektedir ki o da sonuna kadar haklıdır.

Peki, bu kavgada kim haksızdır? Kim kabahatlidir? Başlıkta sorduğumuz gibi ahlaksızlık veya namussuzluk yapan var mıdır? El cevap: Ne kiracı ahlaksız ne ev sahibi namusuzdur..

Tanrı Gücünde Devletler Zamanında gücünü zenginden yana kullanan, sosyal ve adil olmayı beceremeyen siyasetçiler, devlet yöneticileri kabahatlidir…

Somutlaştıralım. Tanrı Gücünde Devletler Zamanında, devletler ülkesindeki kelle sayısını, bina sayısını, kimin fakir, kimin zengin olduğunu, hangi evin boş, hangi evin dolu olduğunu, memleketin bina sayısının kaç kişiye yeteceğini, üniversite yurtlarında kaç kişinin kalacağını bilir, görür, planlar…

Tanrı Gücünde Devletler Zamanında o devleti yönetenler isterse Kira Ofisi kurup istisnasız tüm kira sözleşmelerinin bu ofiste düzenlenmesini, bu ofisin eli değmeyen konutlara, işyerlerine abonelik verilmemesini sağlayabilir. Kimi kiracının tüm kirasını kiminin de ihtiyacı kadar olanını sosyal devlete ödetir.

Tanrı Gücünde Devletler Zamanında o devleti yönetenler istese zenginden daha fazla vergi alıp, birden veya ikiden fazla ev, işyerine sahip olmayı yani kira üzerinden rant sağlamayı ağır vergilere bağlayabilir…

Tanrı Gücünde Devletler Zamanında o devleti yönetenler seçimi kazanmak için tüm yurttaşlara 1 aylık bedava doğalgaz vermek yerine zenginden doğalgazın parasını alır, fakire dar gelirliye yıl boyu bedava gaz verir. Burası çokomelli biraz açalım. Gerçekten de devletimiz doğalgaz konusunda fedakârlık yapıyor ve konutlarda dünya fiyatlarının altında doğalgaz kullanılmasını sağlıyor. Ama fakir zengin ayrımı yapmıyor. 500-1.000 metrekare villası olana da ucuz doğalgazı veriyor, kış boyu 15 m2’lik odası dışındaki tüm kalorifer peteklerini kapatan aileye de aynı fiyattan doğalgazı veriyor. Devleti yönetenler adil ve sosyal devlet olmayı becerebilseler herkese dünya fiyatından doğalgaz satar ama dünya fiyatları ile doğalgaz satın aldıklarında ısınamayacak olanlara düzenli ısınma yardımı yapar.

Uzayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Meriç Nehrinin Batısına uzanmak, Avrupa’daki sosyal devlet düzenini memlekete uyarlamak yeterli. Biraz sosyal konut yapılır, biraz sosyal kira yardımı. Gerisi zamanla hallolur.

Yine dağıldık sadece gelelim. Yıllardır düşük yoğunluklu çatışma şeklinde devam eden kiracı ev sahibi kavgasını Aşiretler Çatışmasına çeviren de ev sahibinin kesesinden sosyal devlet olmaya çalışan, konut kira artışlarını % 25 ile sınırlayan devlet yöneticileri. Yani Ak Parti ve Cumhur İttifakı iktidarı. Atalarımız, “Elin ipiyle gerdeğe girilmez.” demiş ama devleti yönetenler işine gelmediği için atalarımızı iplememiş.

Tanrı Gücünde Devletler Zamanına denk geldik ama bu gücünü 90 milyonluk ülke insanının hayrına kullanan politikacılara denk gelemedik, en namuslu, en bilgili insanlarımıza gelin bizi yönetin diyemedik. Yaşadığımız şey kötü ve liyakatsiz politikacıların gözünde hamam böceği kadar değeri olmayan kiracılar ve ev sahiplerini birbirine düşüren bir yönetim krizidir. Yöneteme sorunudur. Bozuk düzende sağlam çark olamayacağı için kiracılar da ev sahipleri de yalpalamaktadır.

Çözümü basittir. Adil devlet, sosyal devlet, en bilgili ve en namuslu vatandaşlarına oy veren millet…

Unutamadıklarım

Kenar mahalledeki mahalle kasabımızın, “İsterim ki bu mahallede herkes zengin olsun, en azından eti borca alıp deftere yazdırmazlar.” demesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
KEMAL VURALDOĞAN Arşivi
SON YAZILAR