AYŞE YILDIRIM
İstiklal’de patlayan bomba ve MHP’li başkanın bir günü
İstanbul Beyoğlu'ndaki bombalı eylemden iki gün sonra T24'te çıktı haber:
"MHP'li ilçe başkanının üzerine kayıtlı hattan İstiklal bombacısı ile görüşme trafiği ortaya çıktı.
Emniyet, başkanı ifadeye çağırdı".
6 kişinin öldüğü 80'den fazla insanın yaralandığı bombalı eyleme ilişkin o kadar çok soru işareti o kadar çok birbiriyle çelişen ifade var ki...
İşte T24'ün haberinde adı geçen MHP Şırnak Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan'ın olaya dahli ve sonrasında yaşananlar da bunlardan biri.
Haberde, bombalı eylemin sanığı Ahlam Albashır'ın kullandığı telefon hattı ile Mehmet Emin İlhan adına kayıtlı bir hat arasında iki kez arama yapıldığı, İlhan'ın da bu nedenle ifadeye çağrıldığı belirtiliyordu.
Haberciliğin temel gereği İlhan'a da ulaşmıştı T24.
İlhan, görüşme yapıp yapmadığına ilişkin soru üzerine şöyle diyordu:
"Üzerimizde bir oyun oynamaya çalışmışlar, terör örgütü tarafından".
Peki "Nasıl bir oyun oynandı?" sorusu üzerine ise "Şu anda uygun değilim, konuşmak istemiyorum" demekle yetiniyordu.
Olay bu aşamadan sonra daha da garipleşiyordu.
Aynı gün Tele1'e konuşmuştu İlhan.
Bu kez şöyle diyordu:
"İfade vermeye gitmedim. Yalan haber. Konuştuğum da yalan. Benimle kimse konuşmadı yalan haber yaptılar. Avukatla görüşüyorum şimdi, mahkemeye vereceğim."
Gün hızlı akıyordu 15 Kasım'da.
MHP Sosyal Medya Sorumlusu Hüseyin Özkan ise MHP Gündemi adlı hesaptan atılan şu tweeti paylaştı:
"İlçe başkanımız yalnızca isim benzerliğinden ötürü ifadeye çağrılmış, bahse konu telefon numarası ise kendisine ait değildir."
Mehmet Emin İlhan, ifade vermeye gitti mi gitmedi mi derken aynı gün yazılı bir açıklama yaptı kendisi:
"İstanbul İstiklal Caddesindeki hain terör örgütünün gerçekleştirdiği patlama ile ilgili gözaltına alınan kadının adıma kayıtlı telefondan arandığı iddiası asılsız ve alçakça bir iftiradır.
Dün akşam saat 21.00 sularında davet üzerine gittiğim Jandarma Karakolumuzda kolluk güçlerimiz bana bir hat sordu. Hattın bana ait olmadığını, kimin, nasıl ve nerede çıkardığını bilmediğimi söyleyerek ilgililer hakkında davacı olduğumu beyan ettim ve evime döndüm. Şayet iddia edildiği gibi bir durum olsaydı şu anda dışarıda olmazdım.“
Hala aynı gündeyiz. MHP Şırnak İl Başkanlığı'nda basın açıklaması yapıyor İlhan. Bu kez karakola akşam değil de sabah gittiğini söylüyor:
"Sabah saat 9.30 civarında karakola davet ettiler. Oraya gittim. Sadece arkadaşlar 'bu numarayı tanıyor musunuz' dediler, 'yok' dedim. Başka bir şey de sormadılar, başka bir şey de çıkmadı.
Bilgim ve rızam dışında GSM operatörü üzerinden 24 Nisan 2019'da adıma bir hat çıkarılmış.
Adıma kayıtlı, ben, eşim ve çocuğumun kullandığı 3 hat dışında kimlik bilgilerim ele geçirilerek çıkartılan hat aracılığıyla şahsım ve partim üzerinde bir oyun tertip edilmeye çalışılmaktadır."
Dahası var;
"Konuyla ilgili olarak jandarmanın daveti ile ifade vermeye gittim ve ifadem sonrası gizlilik kararı olan bir konuyla ilgili söyleyeceklerim, şahsım ve partimi yıpratmaya yönelik dezenformatif haber için tüm yasal yolları kullanarak mücadele edeceğim."
Dedim ya gün uzun... Akşam saatlerinde bu kez Şırnak Valiliğinden bir "basın açıklaması" yapıldı:
"GSM hattının, MHP Güçlükonak İlçe Başkanı Mehmet Emin İlhan adına Cizre İlçesi'nde bulunan GSM bayisi tarafından yasadışı yollarla çıkarılarak hattın 3. şahsa verildiği ve söz konusu GSM bayisinin yasa dışı faaliyetlerinden dolayı daha önce kapatıldığı, bahse konu GSM hattının Mehmet Emin İlhan tarafından kullanılmadığı,
Mehmet Emin İlhan'ın ifadesinin Cumhuriyet Başsavcılığınca alınmasına müteakip serbest bırakıldığı."
Dün sabah da Şırnak Adliyesi'ndeydi İlhan. Savcıyla görüşeceğini belirtti. Kısa bir süre sonra da adliyeden ayrıldı. Adliyeye neden gittiği bu yazı yazılana kadar henüz bilinmiyordu.
Tuhaf değil mi?
Önce ifade vermeye bile gitmediğini hatta kendisini kimsenin çağırmadığını söylüyor, sonra gittiğini söylüyor ama sabah mı akşam mı emin değil, sürekli partisinin üzerinden bir oyun oynandığını ve haberlere dava açacağını vurguluyor.
Anlattıklarından Jandarma Karakolu‘nda kendisine ne kadar “iyi“ davranıldığını da anlıyoruz.
Sadece “Bu numarayı tanıyor musunuz?“ diye sormuşlar. O da “Hayır“ demiş ve olay bitmiş!
Ama ne olur ne olmaz diye Valilik de devreye girsin denmiş olmalı ki, soruşturma İstanbul’da yürütüldüğü halde Şırnak Valiliği, Mehmet Emin İlhan’ı “masum“ ilan ediverdi. Artık nereden ne “bilgi“ aldıysa devletin valisi savcıların görevini de yerine getiriverdi.
Ortada bir “terör soruşturması“ ve soruşturmaya ilişkin “gizlilik kararı“ varken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmada 8 savcı ve 2 başsavcı görevlendirilmişken Şırnak Valiliği niye böyle bir açıklama yapma gereği duydu?
İlhan’ın adına kayıtlı hat ile Albashır’ın adına kayıtlı hat arasında iki telefon görüşmesi olduğu belirtiliyor? Bu görüşmeler hangi tarihlerde yapılmış ne kadar sürmüş? Bilmiyoruz.
Ne savcılık, ne emniyet yetkilileri, ne İlhan, ne de konuyla ilgisi olmamasına rağmen açıklama yapan Şırnak Valiliği bu konuda bir şey söylemiyor.
Mesela İlhan’a o tarihlerde nerede olduğu neden sorulmamış?
Kendinden olmayan herkesi sadece telefonları aynı baz istasyonundan sinyal alıyor diyerek, HTS kayıtlarına dayandırarak suçlayan adalet sisteminin yılmaz savunucuları bu olayda da HTS kayıtlarına bakmışlardır diye düşünüyor insan.
Elbette HTS kayıtları suçlamak için geçerli bir delil olamaz. Ama HTS kayıtları sonrasında görüşmelerin tapeleri, İlhan’ın o tarihlerde nerede olduğu gibi soruları sanırım sayın savcılar unutmamıştır! Ve tabii MHP ilçe başkanı İlhan da en azından “çıkarın HTS kayıtlarını masum olduğum kanıtlansın“ demiştir!
Osman Kavala'yı sadece HTS kayıtlarına bakarak ABD'li Henry Barkey ile 93 saat 34 dakika 1 saniye telefonla görüşmüş gibi gösteren, Rahip Brunson'u yine bu HTS raporlarıyla "FETÖ imamı Bekir Baz"a bağlayan savcılar bu detayı atlamamışlardır herhalde.
Ama burada da ister istemez şu soru düşüyor insanın aklına:
Eğer İlhan lehinde bir HTS kaydı söz konusu olsaydı o kayıtlar çarşaf çarşaf yandaş manşetlerini süslemez miydi? Hele de İlhan o tarihlerde o baz istasyonlarının yakınında olmadıysa...
İktidar ortaklarından birisinin adamıysanız yargı ne kadar hızlı işliyor ve bir anda masumiyetiniz ilan ediliyor değil mi?
Aynı yargı Kobane olayları sırasında suç alanında bile olmayan Mazlum İçli’yi 124 yıl hapis cezasına da böyle kolay çarptırmıştı. İçli’nin o gün Diyarbakır’da bile olmadığı bir köy mezrasındaki düğünde olduğu görüntü kayıtlarına, şahitlere ve hatta HTS kayıtlarına rağmen ortaya konulmuşken 14 yaşında cezaevine konulmuştu İçli. Tam 8 yıldır cezaevinde.
Evet adalet böyle işliyor Türkiye’de.
Eğer iktidar ortağı iseniz sorun yok. Soruşturmanın gizliliğinin önemi yok. Soruşturmaya, sorulara da gerek yok. “Beyan esastır“ deyip masumiyetinizi Valilik eliyle ilan ediveriyor.
Değilseniz vay halinize. Hele bir de HDP’liyseniz…