AYŞE YILDIRIM
Kılıçdaroğlu’nu kimler oyun dışına itiyor?
Kritik anlar kritik kararlar gerektirir. O kararlar tarihin akışını değiştirir.
Çok geriye gitmeye gerek yok, 2019 yerel seçimleri akşamını anımsayalım.
AA (Anadolu Ajansı) her zamanki manipülasyonuyla İstanbul’da AKP adayı Binali Yıldırım’ı önde gösteriyordu.
Binali Yıldırım, sosyal medya hesabından teşekkür konuşmasını hazırladığına ilişkin fotoğraf paylaşıyordu.
AKP’de zafer havası yaratılmıştı ki CHP adayı Ekrem İmamoğlu, kameralar karşısına geçti ve nasıl bir manipülasyon yapıldığını açıkladı, “bulunduğunuz yeri terk etmeyin“ diye seslendi partililere, seçmenlere, avukatlara.
Ardından da şu cümleyi kurdu:
“Hak yemedim yemem, hakkımı da yedirmem.“
“Adam kazandı“ diyerek “Atı alanın Üsküdar’ı geçmesine“ izin vermedi.
Kritik bir hamleydi İmamoğlu’nun yaptığı. Elbette arkasında büyük bir örgütlü güç vardı.
Ve bu kararlılıkla İstanbul 25 yıl sonra el değiştirdi. AKP, en büyük kalesini kaybetti.
Erdoğan kaybetti.
Türkiye siyasetinin yönü değişti.
Peki dün ne oldu?
Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak ve hapis cezası istenen ‘Ahmak Davası‘ görüşülürken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya yolundaydı.
Neden?
“İşgücü ve üretim süreçlerini yeni teknolojilerle birbirine bağlayan ve bu yolla akıllı endüstriye geçişi sağlayacak modelleri yerinde incelemek. Sosyal devlet anlayışıyla oluşan refahın ve zenginliğin topluma yayılmasına dair deneyimleri de yerinde dinlemek.
Üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve ekonomi alanında faaliyet gösteren kurum ve kişilerle temaslar gerçekleştirmek“ için.
Yani vazgeçilmez ya da ertelenmez bir ziyaret değildi.
Üstelik İmamoğlu’nun yargılandığı ‘Ahmak Davası’nın 14 Aralık’ta görüşüleceği bir ay öncesinden biliniyordu. Malum, 11 Kasım’da yapılan duruşmada mahkeme davayı bu tarihe ertelemişti.
Yani Kemal Kılıçdaroğlu tam bir ay önce duruşma gününü biliyordu.
Peki, buna rağmen Türkiye siyasetinde kırılma yaratacak böylesi önemli bir davanın olduğu gün neden Almanya’ya gitti?
Dün gün boyu sosyal medyada en çok bu soruluyordu.
Üstelik Kemal Kılıçdaroğlu daha iki ay önce TBMM’de Sansür Yasası görüşülürken ABD’ye gittiği için eleştirilmişti.
O zaman eleştiriler karşısında kendisini şöyle savunmuştu Kılıçdaroğlu:
"ABD’nin önemli bilim merkezlerini kapsayan bir vizyon programını yeni tamamladım. Bu ziyaretleri eleştirenler var, ‘Sansür yasası oylanırken neden gittiniz‘ diyenler var. Eleştiriler ve eleştirenler her zaman başımın üstünde oldu. Ama bu oylamalar öncesinde düşündüm taşındım..
Ya her zamanki gibi Meclis’e gidip mücadele edecektik ancak saray elindeki sayısal çoğunlukla yasayı geçirecekti. Yani gençlere yeni bir şey söylemeden bu süreç tamamlanacaktı. Ya da gençlerin, yeni bir Türkiye’nin mümkün olduğunu görmelerini sağlayacaktım. Ben bu yolu seçtim."
Ve şöyle devam etmişti:
"İlkinde Silivri var, hapis var. İkincisinde özgürlükler var, müzik var, kültür var, sanat var."
Herhalde yine aynı şeyi düşünmemiştir. Çünkü bu kez gerçekten "ilkinde hapis kararı" çıktı. Ve Kılıçdaroğlu, gezisini başladığı gün bitirdi.
Aslında Kılıçdaroğlu, daha önce Almanya ziyareti için 23 Kasım’ı belirlemişti. Ancak 28 Kasım’daki Altılı Masa toplantısı nedeniyle erteledi.
Peki o erteleme niye tam da İmamoğlu’nun davasının görüşüldüğü güne denk getirildi?
Hadi diyelim gözden kaçtı, bir zamanlama hatası yapıldı. Fark edildiği anda niye tarih değişikliği yapılmadı?
Neden, hapis ve siyasi yasak cezası verilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yanında değildi ?
Altılı Masa’yı kuran ve ayakta tutmak için büyük çaba harcayan, Cumhurbaşkanı adaylığı için güçlü bir tavır sergileyen Kılıçdaroğlu, dünkü hatasıyla büyük bir yara aldı.
Onun yapamadığını İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener yaptı.
İmamoğlu’nun karar öncesi herkesi Saraçhane’ye çağıran twitine "Ankara’dan yola çıktım, Saraçhane’de görüşürüz" diye yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, hatasını anlamış Berlin’den İstanbul’a dönüş için özel uçak ararken Akşener, İmamoğlu’nun yanında yerini almıştı bile.
Sadece Akşener değil, Altılı Masa içinden ve dışından pek çok parti İmamoğlu’nun yanında olmak ve hukuk dışı karara karşı tavır almak için Saraçhane’ye çağrı yaparken Kılıçdaroğlu, dönüş yoluna geçme hazırlığındaydı.
Evet, Saray "Ahmak Davası" ile karşısındaki en güçlü rakiplerden birini tasfiye etmek için büyük bir hamle yaptı dün. Ama Kılıçdaroğlu da yaptığı büyük zamanlama hatasıyla ağır bir yara aldı.
Hadi soruyu daha açık soralım.
Daha bir kaç ay önce "Son zamanlarda sureti kendinden menkul bazıları türedi. Bazıları gazeteci, bazıları araştırmacı olarak karşımıza çıkıyor. Bana muhalefeti öğretmeye çalışıyorlar. Muhaliflik dersi verenler, biz daha ölmedik, sizin ne mal olduğunuzu biz gayet iyi biliyoruz. Biz kelle koltukta muhalefetimizi sonuna kadar yapacağız" diyen Kılıçdaroğlu’nu yanlış yapmaya kimler ikna etti.
Anlaşılan, İmamoğlu’na verdirttiği ceza ile Saray kendi oyun planını kurarken birileri de Kılıçdaroğlu’nu oyun dışına itme planını devreye soktu.