Şampiyon Efes

Bugün size yemek yazamam. Çünkü dün gece Efes üst üste ikinci defa EuroLeague şampiyonu oldu. 2018 yılında Euroleague'de en son sırada olan bir takımın 2021 ve 2022 yıllarında aynı kupada şampiyonluk yaşayacağını öngörmek kolay değildir sanırım. Ergin Ataman'ın yeniden Efes'in başına geldiği noktada durum buydu işte. Yıllardır başarıya yönelik yatırımlar yapılmış ancak takım kimyası bir türlü oturmamış ve başarıya ulaşamamış bir takım vardı.

Sonrasında 2018-2019 sezonu başında takımın büyük bir yeniden yapılanma geçirmesi sonucu, 4 senedir birlikte oynayan efsane kadronun bir araya gelişiyle birlikte Efes yeniden çocukluğumuzda bize basketbolu sevdiren başarılarına geri döndü.

Bu başarı için öncelikle bütün Efes camiasını tebrik etmek gerekir. Üst üste iki Euroleague şampiyonluğu kazanan sadece üçüncü takım oldular, ki geçen sene kazanılan şampiyonluktan sonra sezona tarihin en kötü şampiyon başlangıcıyla girmelerine ve sezon içerisinde de bir çok sakatlık sorunu yaşamalarına, bir türlü gelmeyen o uzun transferine rağmen takım yine bir şekilde hedefe ulaşmayı başardı.

Burada bir parantezi Ergin Ataman'a açmamız şart. Ergin Ataman şu ana kadar yaptıklarıyla tarihin en başarılı Türk antrenörü, 2000'li yıllarda Euroleague'de üst üste iki defa şampiyonluk yaşayan ikinci antrenör oldu (diğeri Maccabi Tel Aviv'in hocası Pini Gershon'du).

Ergin Ataman kişilik olarak çok tartışılan bir koç. Galatasaray'da çalıştığı dönemden kalan Fenerbahçe taraftarlarıyla arasında önemli bir gerginlik var. Ayrıca özellikle son senelerde hakemlere itirazlar sonrası oyundan atılışları örneğin bir taraftar olarak beni çok kızdırmıştı. Yine oldukça "çıkıntı" diyebileceğimiz bir tarzda, sezonun ortalarından itibaren her basın toplantısında Efes'in yeniden şampiyon olacağını söylemesi de, hele ki takım adeta felaket haldeyken, biraz tüylerimizi diken diken ediyordu. Ama Ataman sözünün arkasında durmayı başardı, ve bunu yaparken çok önemli işler de yaptı.

Öncelikle, Efes son dört yılın büyük bölümünü akıcı ve hareketli hücum üretimiyle kazanarak geçirmişken, Milano playoff serisi ve sonrasında takım tüm beklentilerin tersine, savunma ağırlıklı bir oyun ile kazandı. Dün gece oynadığımız Real Madrid maçında ben de dahil herkes pota altında çok zayıf kalacağımızı düşünürken ribaundlarda toplamda rakibin üzerinde kalmayı başardık, ki bazı pozisyonlarda bir çok hücum ribaundu vermemize rağmen bunu başarabildik. Bu bile sezonun başlarını düşününce çok önemli bir ilerlemeydi.

Ergin Ataman'ın bir diğer başarısı ise takım oluşturmak ve oyunculardan olabilecek en iyi verimi almak. Efes 2018'de bu kadroyu kurduğunda Vasilje Micic orta karar ama potansiyeli olan bir oyuncu, Shane Larkin ise kariyerinde bir patlama yapması beklenen ama bu bir türlü olamamış bir isimdi. Bu ikili şu anda Euroleague tarihinin belki de en iyi guard ikilisi, ve bu oyuncuların bu seviyeye gelmiş olmasında da Ataman'ın çok önemli payı olduğu bir gerçek. Sadece onlar da değil, örneğin sezon öncesi Barcelona'ya giden Sertaç Şanlı'nın kariyerindeki gelişimi, takımdaki oyuncuların rollerini benimsemesi, egoların ön planda kalmaması, bütün bunlarda koçun bir etkisi olduğu bir gerçek.

Bu başarı elbette iyi oyuncular olmasa olmazdı. Shane Larkin ve Vasilje Micic bu takımın kalbi, beyni, çok fazla şeyi elbette. Ama tüm takım birbirini kollayan, tamamlayan ve birbirinin başarısı için çalışan bir organizma gibi adeta. Zaten başarıyı da bu hal getirdi. Tüm oyuncular yıllardır birbirlerini tanımanın da etkisiyle kariyerlerinin belki de en iyi dönemlerini geçirdiler.

İki oyuncu elbette çok öne çıkıyor, Shane Larkin ve Vasilje Micic. Larkin rekorlar kırdığı 2019-2020 sezonunda sezon tamamlansaydı alacağı kesin olan MVP ödülünden mahrum kaldı, ama bunu hiç sorun etmedi, takımdaki arkadaşlarını oyuna sokmak için bir çok pozisyonda kendisi çok rahat basketler atacakken pas düşünen özel bir oyuncu, Micic ise artık iki Final Four MVP ödülü sahibi bir oyuncu ve o artık Dejan Bodiroga, Vasilis Spanoulis, Toni Kukoc ve Dimitris Diamantidis gibi büyük isimlerin arasında.

Bu kadro korunabilecek mi, hele kurların bu haliyle hiç kolay bir şey değil, yaş nedeniyle zaten bazı oyuncular veda edecekler, yerlerine yeni isimler de gelecek. Ama biz basketbolseverler olarak bu takımı hep hatırlayacağız, aynen Bogdanovic'li, Udoh'lu o ilk Euroleague kupasını ülkemize getiren efsane Fenerbahçe kadrosunu hatırlayacağımız gibi.

Teşekkürler Efes Pilsen, çocukluğumdan beri basketbolu bana sevdirdiğin için çok teşekkürler!

Önceki ve Sonraki Yazılar
EVREN AYBARS Arşivi
SON YAZILAR