ÖZER ÇELİKSÜNGÜ
Kyrie Irving Vakası
NBA’de yeni sezon başlangıcının üstünden 1 ay bile geçmemişken saha dışı olayların yoğunluğu 10 ay geçmiş hissi veriyor.
Sadece şu 10 güne baktığımızda; Miles Bridges’ın aile içi şiddete dair yasal sürecinden çıkan gelişmeler, San Antonio Spurs tarafından sözleşmesi feshedilen Josh Primo’nun ve San Antonio Spurs’un kulübün eski psikoloğu tarafından dava edilmesi ve bugünkü yazımızın ana konusu Kyrie Irving’in Yahudi karşıtı bir filmi sosyal medyasından paylaşarak yaratmış olduğu kaos. Yani basketbol sezonunda, basketbol dışında her şey var.
Kyrie Irving ve olduğu toksik karakteri tek bir yazıda anlatmak zor. Düz dünya komplolarından başlayan, spor basınını illuminaticilikle suçlayan, aşı karşıtlığıyla beraber COVID sırasında ödeme almaksızın takımdan kesilen bir dediği diğer dediğini tutmayan düzenli şekilde düzensiz olan birinden bahsediyoruz.
Bu yazımıza konu olan olay 27 Ekim günü sosyal medya hesaplarından Yahudi karşıtı antisemitik bir film paylaşımı ile başladı. ‘’Hebrew to Negroes: Wake up black America’’ isimli 2018 yapımı film Yahudi soykırımını yok sayan ve Adolf Hitler’e ait olduğu iddia edilen sahte alıntılar barındırıyor. En basit tanımıyla zehir zemberek bir yapım. Nereden tutsanız dökülen bu film, son derece ırkçı tonlar barındırmakla beraber doğru olmaktan da takdir edersiniz ki uzak.
Aksiyonsuzluğun Kendi İçinde Barındırdığı Zarar
Kyrie, 27 Ekim’deki paylaşımına yüksek cepheden gelen ilk tepki 28’inde Brooklyn Nets’in sahibi Joe Tsai’den geldi. 29 Ekim günü, olayın ve oynadığı takımın sahibi tarafından eleştirilmesinin ardından basının karşısına ilk kez çıkan Irving toplantıda ESPN muhabiri Nick Friedell ile konu hakkında ateşlenen bir tartışma yaşadı.
Basın toplantısına bakarak zaten Kyrie Irving’in ne denli empati yoksunu bir halde olduğunu ve kendisini ‘diğerlerinden nasıl üstün gördüğünü’ anlayabilirsiniz.
Bu noktada paylaşımın üzerinden bir vakit geçmişti. Herhangi bir normal insan bu vakit aralığında yaptığı yanlışı görebilir ve basitçe özür dileyebilirdi. Kyrie Irving’in fırsat bulmasına rağmen pişmanlık belirtmeyen tavrının ardından niye net bir tepki gelmedi anlamak güç. Üstüne üstün bu sırada kendisinin tek destekçisi kendisinden daha da kötü şöhreti olan Kanye West’di. Bu bile yalnız başına bir şey anlatıyor olsa gerek.
Oynamaya devam eden Kyrie’yi 31 Ekim günü bir başka sürpriz beklemekteydi. Indiana Pacers’a karşı oynadıkları maçta saha kenarında oturan bir grup taraftar ‘’Antisemitizmle savaş’’ yazan tişörtlerle oturarak oyuncuyu protesto etti. Tepkinin toplum tarafından bu kadar net verildiği anlarda NBA tarafından bizzat Kyrie Irving’i kınar nitelikte bir açıklama yoktu.
Kyrie Irving, 3 Kasım tarihine kadar oynamaya devam etti. Bu sırada bilinçli olarak Nets yönetimi tarafından medya karşısına çıkarılmadı. Herhangi bir ceza gelmesi ise 3 Kasım günü ona adeta son şans olarak sunulan, ‘abi çık ve özür dile’ diye düzenlenilen basın toplantısında da Kyrie’nin özür dilemek haricinde her şeyi yapmasından sonra geldi. Basitçe Yahudi karşıtı mısın? Evet, hayır sorusuna bile cevap vermedi. Zaten o noktadan sonra Kyrie Irving’e ceza vermekten başka bir çare kalmamıştı.
Sürecin İçinde Barındırdığı İki Yüzlülük
Süreci sizlere yeterince bilgi sahibi olunabilecek şekilde özetlemek istedim. Benim burada asıl değinmek istediğim konu sürecin içindeki iki yüzlü tavır.
NBA, seçeneksiz kalana kadar bunun uzamasına göz yumdu. Kyrie’nin kitlesine taşıdığı filmden çok daha hafif konularda, daha hızlı aksiyonlar alınmıştı. Peki NBA veya NBAPA (NBA oyuncular birliği sendikası) neden bu kadar pasif kaldı?
Burada iki farklı açıdan çifte standart suçlamasında bulunulabilir.
- Birincisi: Eğer bu paylaşım bir süperstar oyuncudan değil, sıradan bir oyuncu tarafından yapılmış olsaydı, işin seyri aynı olur muydu? Geçen sezondan öğrendiğimiz Meyers Leonard hikayesi bize tersini söylüyor. O dönem Miami Heat oyuncusu olan Leonard canlı yayın yaptığı sırada Yahudi karşıtı bir laf kullandığından ötürü derhal NBA tarafından cezalandırılmıştı. Kendisini NBA’de o günden beri bir daha görmedik. Kyrie’ye ise bir ceza gelene kadar 1 hafta ve 2 ayrı özür dilemeyi reddettiği basın toplantısı geçti.
- İkincisi: Eğer benzeri bir ırkçı tavır siyahilere karşı olsaydı, lig ve ligin içindeki paydaşlar şu an oldukları kadar pasif kalır mıydı?
Muhtemelen ikinci sorunun da cevabı belli: Hayır. Bunun içinde barındırdığı ikiyüzlü durum bariz şekilde ortada. Irkçılık sadece tek tarafa uygulanan bir tarife değil. Her formuyla ciddiye alınmalı ve aynı birliktelikle karşısında durulmalı. Burada NBA’i ve oyuncuları ırkçılığı sadece siyahilere ipotek etmekle suçlamıyorum. İnsanlar genelde bir şey kendilerinin veya yakın çevrelerindekilerin başına geldiyse daha hassas olurlar, öbür türlü yabancı kalabilirler. (Ligin %71,8’i siyahi oyunculardan oluşmakta. Yahudi tek bir oyuncu var: Dani Avdija.) Ama bunun NBA gibi bir ortamda olmaması gerekirdi. Lig ve oyuncular birliği sendikası bu çerçevede bence sınıfta kaldı.
Oyuncular Birliği’nin enteresan pasifliğinin bir diğer nedeni de Kyrie Irving’in başkan yardımcısı pozisyonunda olması. Buna da artık ne denir bilinmez. NBA’in açık ara en toksik adamını bu konuma getirmek zaten kendi topuğunuza sıkmaktır.
Verilen Ceza
Brooklyn Nets yönetimi Kyrie Irving’e en az 5 maçlık bir ceza ve takıma dönebilmesi için 6 adımdan oluşan bir rota koydu.
- Paylaştığı filmi kınaması ve özür dilemesi.
- Ayrımcılık karşıtı kurumlara 500 bin dolarlık bir bağış.
- Hassasiyet konusunda eğitim.
- Yahudi karşıtlığı konusunda eğitim.
- Yahudi kanaat önderleri, İftira ve Karalama İle Mücadele Birliği (ADL) ile bir araya gelmek.
- Brooklyn Nets’in sahibi Joe Tsai ile bir araya gelip anlayışını göstermek.
Son olarak bu cezanın açıklanması ve yürürlüğe konulmasının ardından oyuncular cephesinden cezanın ağırlığını eleştiren nitelikte açıklamalar geldi. LeBron James son tweetinde Kyrie’nin özür dilediğini ve artık daha fazla eleştirilmesinin haksızlık olduğunu söyledi. E, özürle olacak iş ise Robert Sarver Phoenix Suns’ı neden satılığa çıkarmak durumunda kaldı? Burada yine önceden bahsetmeye çalıştığım empati yoksunluğunun kötü bir dışa vurumu var.
Olayların geldiği noktaya kadar Kyrie’nin tavırlarını göz önüne alırsak, bu 6 maddenin tarafından yerine getirilmesini beklemek, uzun bir bekleyiş olabilir. Kareem-Abdul Jabbar’ın Substack’inde dediği gibi: ‘’Kyrie’nin etrafı ona sürekli evet diyen insanlarla dolu ve bu ortamda onun adına safsatayı gerçeklerden ayrıştıracak bir gerekçe yok.’’
Böyle bir durumda Kyrie Irving’i gerçekten hatırı sayılır bir süre parkelerde görmeyebiliriz.