ADNAN EKİNCİ
Mahsun Kırmızıgül ve bir boşanma davasının anatomisi
Mahsun Kırmızıgül ile avukat eşi Ece Binay, Beykoz Adliyesi’nde boşandılar. Ünlülerin düğün törenleri medyada oldukça detaylı ve bol fotoğraflarla yer alırken, boşanmaları halinde gazetelerin bir köşesinde, Mahsun Kırmızgül de olduğu gibi “Tek celsede boşandılar” gibi sade bir başlıkla küçük bir alanı kaplarlar.
Hayranlar “Duruşma salonunda neler oldu acaba?” diye merak içindedirler. Duruşmalarda fotoğraf çekimi yasak olmasına, bir de ünlülerin davalarının ‘basına kapalı olması’ kararı aldırmaları nedeniyle, içerde neler olup bittiği muamma olarak kalır. Bu nedenle “ Mahsun konuşurken, bir ara gözleri dolmuş” gibi, şehir efsaneleri dolaşmaya başlar.
Tarafların tanınmış kişiler olması hakimin çok fazla umurunda olmaz, en azından çok önemsemiyormuş gibi davranırlar. Taraflara genel bir bakış atıp, önündeki dosyaya odaklanırlar. Fakat, mübaşir ve zabıt katibinin gözleri sürekli şöhretli tarafların üzerinde ve gülümseme içinde oldukları görülür.
***
Boşanma konusunda karşılıklı uzun, uzun konuşmalar sonucunda karar alan, görüşmeler sırasında birbirlerine espriler dahi yapabilen taraflar, adliyeye girdiklerinden itibaren, artık dönülmez bir akşamın ufkunda olmanın gerginliği içine girerler.
Duruşma salonunun önünde karşılaştıklarında, bazen sadece başları ile, bazen yarı duyulur bir sesle selamlaşırlar.
- "Merhaba, nasılsın?"
- "İyiyim, ya sen?"
Kapının önünde duruşma sıralarını beklerken, her biri farklı ve uzak noktalara bakarak, sanki çok olağan bir şey yapıyormuş, mesela birazdan iş görüşmesi yapacaklarmış gibi sakinlik içinde olmaya çalışır, artık çevrelerine bakınmaktan usandıklarında, cep telefonlarını açıp, sosyal medya hesaplarına göz atmak isteyebilirler.
Duruşma salonuna girerken ise, yüksek tramplen üzerinde kararlılıkla yürürken, tam ucuna geldiğinde havuza atlayıp, atlamamak arasında anlık tereddüt geçirenler gibi, bir an geri dönüp, koşarak adliyeden çıkma düşüncesi, saniyenin onda biri zaman aralığında, birinin aklından gelip geçebilir.
***
Hakim, tanıdığı halde, önündeki nüfus bilgilerinde farklı isimle yer aldığı Mahsun Kırmızıgül’e bakarak, yine de sorma gereği duymuş olabilir:
- “Adınız”
- “Abdullah”
Mahsun Kırmızgül, verdiği cevap, boğazına düğümlenmiş ses boğumlarına takıldığı için pek duyulmamıştır belki. Hakim, tekrar sorma gereği duymuştur.
- “Anlaşılmadı, biraz daha yüksek sesle lütfen”
Mahsun Kırmızıgül, boğazını temizleyerek, tekrarlar.
- “Abdullah, efendim”
- “Soyadınız”
- “Bazencir”
Hakim, kürsünün önündeki masada, bilgisayarın önünde oturan zabıt katibine dönerek, “Yaz kızım” der ve arada bir Kırmızıgül’e bakarak, yazdırmaya devam eder:
- “26 Mart 1969, Çerkez oğlu, Faika’dan olma, Diyarbakır, Hani ilçesi Vezir köyü, hane, cilt, sahife no ile kayıtlı… “
Bu sırada Ece Binay, avukat olarak, daha önce sayısını unutacak çoklukta, birbirine çok benzeyen duruşma salonlarında defalarca yer almasına rağmen, hayatında daha önce hiç gelmediği bir diyara ilk adımı attığı anda duyulan bir şaşkınlık içinde, çevresini süzüyor da olabilir.
***
Hakimler, duruşmaya çıkmadan önce, tarafların aralarında yapmış olduğu Boşanma Protokolü’nü daha önceden okurlar. Yine de, kadın tarafın mağdur olmaması konusunda duydukları hassasiyet alışkanlığı içinde, genellikle “Protokolü tam olarak okudunuz, değil mi?” diye sorma gereği duyarlar.
Çünkü hakimler tecrübelerinden bilirler ki, boşanma aşamasına gelmiş kadınlar bazen, sorunları bir an önce çözüme kavuşturmak, çatışmadan kaçmak, ihtiyaçların aciliyeti ve psikolojik etkenlerle, anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan maddelerin sonuçlarını detaylıca düşünmeden ve bir avukata danışmadan kabul eder ve yeni sorunlara neden olurlar.
Ve hakim, eşlerin boşanma protokolünde, üzerinde anlaştığı maddi manevi tazminat, nafaka, mal paylaşımı gibi konuları uygun bulmalıdır.
Anlaşmadaki şartları uygun bulmaması halinde, hakim anlaşmada değişikliğe gidebilir. Taraflar, ancak hakimin yaptığı değişikliği kabul ederlerse davaya devam edebilirler.
Hakim ayrıca, taraflar arasındaki ‘evliliğin temelden sarsılmış’ olduğuna da kanaat getirmesi gerekir, aksi halde boşanmaya karar vermeyebilir.
Duruşma sırasında salonda bulunanların farklı ruh halinde ve kaygılar içindedir.
Boşanmanın asli tarafları olan eşler, işlemlerin bir an önce bitip, kendilerine işkence haline gelen mahkemenin hiçbir zaman bitmeyeceği, ömür boyu yaşanacak bir kabusa dönüşeceği duygusuna kapılabilirler.
***
Zabıt katibi ve mübaşir için, dava ne kadar uzarsa iyi olacak, böylelikle Mahsun Kırmızıgül’ü ellerini önünde bağlamış durumda biraz daha izleyebilecek, akşam evde nefes nefese anlatacağı ve arasına bir miktar da eklemeler yapacağı renkli bir konunun canlı tanığı olacaklardır.
Sonunda mahkeme sona erer, mübaşir kararı taraflara imzalatırken “İsterseniz, duruşma sonrası hemen mahkeme kalemine gelerek, temyizden feragatte bulunabilirsiniz. Böylelikle karar hemen kesinleşmiş olur” diye, dostane uyarıda bulunmuş olabilir.
Mahsun Kırmızıgül, duruşma salonundan çıkarken Ece Binay’a yol vermiş, ona otoparktaki aracına binene kadar eşlik etmiştir.
***
Son olarak, içlerinden bir tanesi dönüp, diğerine şöyle bir şey demiş olabilir belki:
- “Daha önce konuştuğumuz gibi, birbirimize karşı kırgınlıklarımız sadece bizde kalacak, asla kızımıza yansıtmayacağız, değil mi? Kızımıza birbirimizden söz ederken, hep sevgi sözcükleri kullanacağız. Hatta birbirimizin taklitlerini bile yapabiliriz”
Karşılıklı gülüşmüş, sonra ellerini birbirine uzatıp, vedalaşmışlardır, kimbilir.
- “ Hoşça kal!”
- “Hoşça kal!”
BOŞANMA SONRASI ÇOCUKLAR
Türkiye’de anlaşma ile boşanma sayısı, çekişmeli boşanmaya oranla çok daha azdır. İnsanlar nedense, genellikle, birbirinin hayatını zindana çeviren bu çekişmeli boşanma davası sürecini tercih edebiliyorlar.
Sonuçta, çoğunlukla boşanma bir şekilde gerçekleşiyor ama, geride sadece, sinirleri yıpranmış ve adeta birbirine düşman haline gelmiş, anne-babalar kalıyor.
Bu çekişmeli boşanmalar süreci boyunca en çok çocuklar zarar görüyorlar. Anne ve babaları arasında kalmaktan, sürekli haklı ile haksızı ayırma muhasebesi içinde olmak nedeniyle, bir hayli yorgun düşüyor ve psikolojileri alt-üst oluyor.
BOŞANMALARIN RAKAMSAL HALİ
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre, boşanan çiftlerin sayısı 2020 yılında 136 bin 570 olarak gerçekleşirken, 2021 yılında, 174 bin 85 oldu.
Boşanmaların % 33,6'sı evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleşti
Evlilik süresine göre boşanmalar incelendiğinde, 2021 yılında gerçekleşen boşanmaların %33,6'sı evliliğin ilk 5 yılı, %20,9'u ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti.
Boşanmanın en yüksek olduğu il, binde 3,04 ile İzmir oldu
Boşanma hızı konusunda İzmir’i binde 3,01 ile Antalya, binde 2,93 ile Uşak izledi. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu il ise binde 0,38 ile Şırnak oldu. Bu ili binde 0,40 ile Hakkari, binde 0,46 ile Siirt ve Muş izledi.