KEMAL VURALDOĞAN

KEMAL VURALDOĞAN

Zengin camiyi ne yapsın?

KEMAL VURALDOĞAN


Karşıyaka’da doğdum ben…

Ooo dediğiniz duyar gibiyim, evet İzmir Karşıyaka demek isterdim ama Antep Karşıyaka.

Demiryolunun öte yakası, karşı yakası olduğu için Karşıyaka.

Karşıyaka’mızın fakiri ve mümini pek çokken, zengini hiç yoktu… Kendini zengin zannedenlerimiz, sengin olma hayalleri ile avunanlarımız vardı tabi…

Bir de şaraphanemiz vardı, Tekel İçki Fabrikası yani, bir kısım komşularımızın ekmek teknesi…

Şaraphane bizim mahallede olduğu için şarabı fakir içkisi zannederdim çocukken…

Almancımız da çoktu, hatta aynı zamanda Almancı karşı komşumuzun eski model bir Audi arabası vardı. Audi’yi ilk defa bizim mahallede gördüğüm için Audi’yi de fakir arabası zannederdim… Fakir arabası olmadığını öğrenir öğrenmez bir tane de ben aldım…

Tekel içki fabrikası diyordum, şaraphaneyi yıkıp, komşularımızı işten çıkardıktan sonra yerine Zeugma Mozaik Müzesi yapıldı. Mozaik müzesi yapmak için şaraphaneyi yıkmaya, komşularımızı işsiz bırakmaya gerek var mı diye sormadı bizim mahalleli…

Ekmek teknesini yıkanlara, komşularını ortada bırakanlara oy vermeye devam etti…

Sonrasını biliyorsunuz, kentsel dönüşüm ve mahallesinden kovulan komşularım… (bilmeyenler için, okuyalım, okutalım.)

Mahallemiz Şehitkamil ilçesinde. İlçemizin belediye başkanı adına yakışır şekilde camileri sever, Küsget gibi fakir işçilerin çalıştığı yerlerde yıktığı caminin yerine daha iyisini yapar... İşçiler iyi çalışsın, ibadetlerini de iyi yapsınlar, hadi gülümse der…

2013’te işçiler için cami yapanlar 2018 yılında bizim mahallede de cami yıktı, hatta Diyanet’in yalancısıyım yıkarken daha güzelini yapacağım diye yıkmış

Biz daha güzelini beklerken yerine ultra lüks işyeri ve konutlar yapılmasın mı?

Bunlar devlet büyüğüdür, su bizim gibi küçüğün, söz onlar gibi büyüğün, vardır bildikleri mi dedik, yoksa yekten korktuk da ondan mı sesimizi çıkaramadık bilemiyorum...

Hadi biz küçüğüz, yüzlerce kilometre ötedeki Mescidi Aksa için eylem yapan şehrimizin büyükleri de bir şey demedi…

Bir komşumuz hayır ve sadaka ile yapılan camileri ancak yapanlar yıkabilir dese de kimse dinlemedi.

Bizim mahallede bir de Karşıyaka Pasajı vardı, erbabının elinde ışıl ışıl ışıldayacakken nedense yetim, öksüz bir şekilde bırakılmıştı. En azından küçük esnafın para kazandığı bir pasajdı…

Yanında da kocaman Karşıyaka Merkez Cami, nedense adının sonraları Hz Ömer Cami yaptılar…

Takvimler Temmuz 2023’ün 5’i gösterdiğinde bu defa Karşıyaka Camisini yıktı belediyemiz. O fakir ve mümin Karşıyaka halkının zekat ve sadakaları ile yaptıkları, Kıyamete kadar sevap umdukları Karşıyaka Merkez Camisini.

Karşıyaka Pasajını da kamulaştırmış diyorlar… Bizi ciddiye alıp açıklama yapan olmadığı için mişli, muşlu konuşuyoruz mecburen…

Belediye Başkanımız Muhammed Rıdvan Fadıloğlu da haklı tabi, Karşıyaka artık tren yolunun öte yakası değil, ultra lüks bir mahalle. Zengin mahallesi….

Kentsel dönüşüm gören kısmı artık zengini bol, mümini az bir mahalle olma yolunda…

Mümin zengin olduktan sonra ibadetini her yerde yapar nasıl olsa demiştir büyüklerimiz, onun arabası var güzel mi güzel, bastı mı gaza gider mi gider misali…

Mümin zengin olduktan sonra Kıyamete kadar sevap kazanmak için fabrikasına yatırım yapar, olmadı tek başına camii yapar yeter ki caminin karşılığı ihale ile alsın, denetimsizlik ile alsın…

En büyüklerimizden birinin dediği gibi memleketimin zengini de memuru da işini bilir….

Büyüklerimiz de oturmuş düşünmüşler, danışmanlarına sormuşlar, ve haklı olarak, “benim Karşıyakalı zenginime cami değil, yeşil alan, sosyal donatı alanı lazım” demişler. Haklı değiller mi?

Valla ben de zengin olsam yanı başımda kuş sesleri ile uyanacağım, bakmaya doyamayacağım parklar, bahçeler isterim… Zengin olsam ben de yanımda zengin isterim… Çocuğumu da yazın camiye Kuran kursuna değil Cambridge’a, Oxford’a İngilizce kursuna gönderirim.

Çocuk değilim ama paranın ucundan tutunca 40 yaşında ben de Cambridge’a İngilizce kursuna gittim. Tam zengin olamadığımdan olsa gerek ikinci ve üçüncü denemem de İngiltere’den dil kursu vizesi alamadım…

Türkiye yüzyılı böyle bir şey işte, fakiri ve mümini bol mahalleler, birden zengini bol, camisi az mahalleler oluyor….

Fakirler yeni “ karşı yakalar, öte yakalara” göçürtülüyor göçmen kuşları gibi…

Yeni mahallelerinde camisiz kaldıklarını hiç zannetmiyorum, işe erken gidecekleri için sabah ezanıyla uyanmaları lazım ne de olsa.

Eski mahallelerine ise zenginlerle beraber ultra lüks konutlar, parklar, bahçeler geliyor…

Kentsel dönüşüm dedikleri sınıflar göçüymüş, büyüklerimizin sayesinde bunu da öğrenmiş olduk….

Bir de zengin olmayı öğretirlerse o zaman görün beni….

Önceki ve Sonraki Yazılar
KEMAL VURALDOĞAN Arşivi
SON YAZILAR